Edebiyat

Galateia: Kadın Olmanın Taş Gibi Ağırlığı

Galateia hakkında detaylı bir inceleme sizleri bekliyor.

Madeline Miller’in üçüncü kitabı Galateia okuyucu ile buluştu. Yazarın sevenleri için Galateia, beklenen bir eserdi. Çünkü yazarın elinden çıkan “Ben Kirke” ve “Akhilleus’un Şarkısı” gibi uluslararası çok satan kitaplardan sonra okuyucu mitolojik figürlerden güçlü hikâyeler dinlemeyi sevdi.

Peki, yazar bu beklentiyi karşılayabildi mi? Her romanında mitolojik karakterlerin yanında sosyolojik tespitler ve ilişkilerin ağırlığından dem vuran yazar, mutfağında bu sefer bize neler hazırladı?

Öncelikle incelemenin sürpriz bozanlar içerdiğini söylemek isterim. Madeline Miller’in Galateia’sı ile tanışmaya hazır mısınız?

Kitabın Tasarımı Hakkında

Galateia

İllüstrasyonlarının Ambra Garlaschelli’nin üstlendiği kitabın ilk önce kapağına dikkatleri çekmek isterim. Önceki turuncu ve haki renklerine yer verilen kapak rengi skalasına bu sefer bej-yavruağzı arası bir ton ekleniyor.

Kapağın okuyucuyu yakalaması zor değil çünkü Galateia temsili büstü çiziminin yer aldığı kapakta taştan silüeti vurgulamak için uygulanan doku çok başarılı. Eskimiş taşların pürüzlü yüzeyini hissettiğimiz kapakta gözleri kapalı olarak çizilen güzel bir kadın var.

Önceki kapakların konseptine sadık kalarak kapak ve sırtta yer alan köşeli geometrik desenler eski bir el yazması süslemesini çağrıştırıyor. Her kapakta tekrarlanan buğday başağı yerleştirmesi ise sembol dilinde ise uyum ve esnekliği simgeliyor.

Bu durumda yazarın kitaplarıyla yapmak istediği ile örtüşüyor: Geçmişle uyum halinde işlenen mitolojik hikâyelerini esnek ama sağlam bir kurguyla sunan yazarın okuyucuyla kurduğu bağın kapaktan başladığını söyleyebiliriz.

Galateia
Ambra Garlaschelli ve kitaptaki çizimlerinden

Kitapta yer alan çizimler, yazının önüne çıkacak kadar etkili. Karanlık illüstrasyonda uzmanlaşan tasarımcının diğer işlerine baktığımızda gizem, korku gibi temalarda yaratıcılığını zorladığını görebiliyoruz.

Yazar Hakkında

Madeline Miller, Boston’da doğmuş ve New York ve Philedelphia’da büyümüştür. Lisans ve lisansüstü derecelerini klasik eserler üzerine yapmıştır. Brown Üniversitesi mezunu yazar, Latince, Yunanca ve Shakespeare üzerine dersler vermeye devam etmektedir.

İlk romanı olan “Akhilleus’un Şarkısı” 2012’de, ikinci romanı “Ben, Kirke” ise 2018 senesinde yayınlandığında oldukça ses getirmiş ve bu sayede çeşitli ödüller kazanmıştır. Galateia ise kitaplaştırdığı son öyküsüdür.

Kitaba Bakış

Kitapta heykelden bozma bir kadının dokunaklı hikâyesi ele alınır. Kitabın başından sonuna doktor ve hemşirelerle çevrili odasından yaşadıklarına tanık olduğumuz Galateia, derin bir kader içindedir. Kocasının onu iyileşmesi için beklediğine dair çağrışımlar verilir kitap boyunca.

Oysa onun, kocasının istediği gibi olma şansı yoktur. Eskiden taştan olduğu için teni soluk, hareketleri yavaştır. Onu ciddiye almayan doktor ve hemşirelerle birlikte ne kadar iyi olacaktır ki? Hasta kabul edilip kızından ayrı tutulduğuna ve bu süreçte kocasının onu görmeye geldiğini okuruz.

“Ben eskiden taştım. Güzeldim güzel olmasına ama mutluluğu, kaçışı elinden alınmış bir güzellik neye yarar? Tek arzum biraz dışarı çıkıp güneşin altında yürümekti… Kızımla beraber.”

Arka kapak yazısından

Kocasının Galateia’yı taştan oyduğuna ama onu hapsettiğini öğreniriz hikâyeden. Öyle bir hapis hayatıdır ki bu, kızıyla bile görüştürmez kocası onu. Galateia depresyonda ve mutsuzdur. Kafasında geçmişi evirip çevirirken okuyucuya hikâyesini anlatır durur.

Kızıyla mutlu bir hayatı varken kızının öğretmeninden kıskanmıştır onu kocası. Önce öğretmeni mürebbeye ile değiştirmiş sonra kızının eğitimini durdurmuştur. En sonunda da kızını annesinden koparmıştır.

Kızıyla geçirdiği vakitleri çok özler Galateia. Kocasının zorbalığı onu bitirmektedir. Kocasının oyuncağı olan kadın hapis hayatı yaşar. Bu süreçte yeniden hamile kalır. Fakat kocası bu çocuğun doğmasını istemez. Zaten kocasının yarattığı bu dünya, kızı Paphos için de tehlikelidir. Galateia bir karar vermelidir. Taş suya düşünce dibe batar. Galateia da eskiden taştandır ve kocası için iyi bir planı vardır.

Galateia’nın Asıl Hikâyesi

Venüs’ün yaşadığı yer olan Kıbrıs’ta geçen asıl hikâyede, Pygmalion isimli bir yontu sanatçısının yaşadıkları anlatılır. Hikâye tarihte ilk kez Ovidius’un Metamorfoz eserinde ortaya çıksa da Galateia ismi eserde hiç geçmez. Bu isim aslında bir deniz perisine yani nympa’ya aittir ve hikâyeye sonradan eklenmiştir.

Pygmalion isimli sanatçı kendine göre bir eş bulamamasıyla bilinir. Çünkü hikâyede Venüs yani Afrodit yaşadığı yerde kadınları gazaba uğratmıştır. Onları ahlaksız kılmış ve sonuçta erkekleri kadınsız bırakmıştır. Yonttuğu heykele aşık olan Pygmalion, Venüs’ün kutsal günü şenliğinde bir dua eder. Yonttuğu pürüzsüz güzel mi güzel heykelin ona eş olmasını ister. Venüs bu dileği ilgi çekici bulur ve dua kabul olur.

Evine dönen Pygmalion, her akşam yaptığı gibi heykeli öper ama bu sefer heykelin dudakları sıcaktır. Kendi yonttuğu kusursuz heykelin canlandığını gören sanatçı çok mutlu olur. Hatta ikisinin ilerde çocukları dahi olur. Pafos isimli bu çocuk bazı kaynaklara göre erkektir. Kitapta da kız olarak ele alınır. Bu mitolojik hikâyede kadınını yontan ve yaşatan erkeği hikâye etse de konu daha derindir.

Pygmalion ve Galateia’nın Sanata Etkisi

Galateia
Pygmalion & Galatea, Ernest Normand,1886.

Bu mitolojik hikâye, Yunan mitolojisine ait olması sebebiyle dünya çapında bilinirliğe sahiptir. Öyle ki şimdiye dek resimden, piskolojiye; sinemadan edebiyata etkileri halka halka yayılmıştır.

Şimdiye dek yapılan ondan fazla tablo (Francisco Goya, Franz von Stuck, François Boucher, Thomas Rowlandson, Honoré Daumier, Jean-Léon Gérome, Edward Burne-Jones, Auguste Rodin, Ernest Normand, Paul Delvaux, Angolo Bronzino) ile 19. yy aydınlanma dönemine eşlik etmiştir.

Bunun yanında ressam ve heykeltıraş (Etienne Maurice Falconet) işbirliği ile bu akıma heykeli ile dahil olmuştur.

Resmin yanında çeşitli tiyatro oyunları, şiirler (İngiltere, İrlanda, ABD, İskoçya, Almanya, Romanya, Nikaragua), kısa öyküler, romanlar, çeşitli televizyon işleri, sinema gibi türler içinde de hikâyenin izlerini sürebiliriz.

Hatta kendine oğul yapan marangoz Gepetto’nun Pinokyo‘sunda bile bu mitolojik hikâyenin yansımalarını görebiliriz. Benzer şekilde çeşitli mitolojik hikayelerde bile hayata kavuşan temsillere yer verilir. Örneğin tunç adam Talos, kilden yapılan Pandora, robot yapan Hephaestus gibi hikâyeler cansızın canlıya dönüşmesini konu alır.

Galateia Hikâyesinin Psikolojik Etkisi

Hikâye mitolojiden feyz alır. Yazarın diğer kitapları gibi kadın, ilişkiler, seçimler üzerinde gidip gelen hikâyede kahraman kurban rolündedir. Kurban olma, edilme gibi konular mitolojide sıklıkla işlenir.

Kendini kurban eden Odin’den, İbrahim peygamberin kurban etmeyi düşündüğü oğluna dek kurban etme olgusu eski hikayelerde sıklıkla kendine yer bulur.

Galateia kitabın sonunda kendisine faydası dokunmayan bu hayatı, kızı için yaşanabilir hale getirmek üzere bir seçim yapar. Kocasının bitmek bilmeyen beklentisini kendince bir sonuca kavuşturur.

Psikolojide ise “Pygmalion Etkisi” olarak bilinen bu olgu ise bu mitolojik isme ve göndermeye sadık kalmıştır. Literatürde, yüksek beklentinin bireyin umduklarını bulmasının kolaylaşacağı inancını açıklamasında bu terime başvurulur.

Yani hikâyedeki heykel üzerine yoğunlaşıp eş olma dileğinin gerçek olması gibi, insanların bir konu üzerinde konsantre olmasının onu gerçekleştireceğine inancı buna işaret eder. Bu anlamda olgunun pozitif öz beklenti, kendini gerçekleştiren kehanet ve ya inanç olgularıyla paralel bir işleyişi vardır.

Hikâyenin Kalbi Ağırlaşan Satır Araları

Galateia

Hikâyenin sanatsal ve psikolojik çerçevesini etraflıca çizdikten sonra duygu yoğunluğu ve sosyolojik tabanından da bahsetmek yerinde olacaktır:

Mitolojinin kültürel bir olgu olduğunu da kenara yazarsak Galateia’nın erkek zorbalığına maruz kalması hikâyenin hakim konusudur. Galateia’yı yüzü kızarmadığı için kıskançlıkla eve hapseden, kızıyla görüştürmeyen ve sadece cinsel ihtiyaçları için kullanan kocasının sonu ona müstahak ve aynı zamanda düşündürücüdür.

Galateia’nın uğradığı suistimalin dozu yüksek ve üzücüdür. Onun hayatını abluka altına alan kocasına ayak uyduran doktor ve hemşireler ile çevrili hayat, Galateia için hazindir. Galateia kendiyle ilgili şüpheye düşer ve gene de çevresindekileri memnun etmeye çalışır.

Hatta kendisini suçlar ve nedenselliği taştan yontulmasının üzerine kurar. Soluktur çünkü taştandır. Hissetmez çünkü taştandır. Güzeldir çünkü taştandır. Kocasının uyguladığı bu sistematik zorbalık, kültürel bir olgu olarak ataerkilliğe işaret eder. Ama bardağı taşıran son damla kocasının ona uyguladığı bu zorbalık değil, Galateia’nın kızıyla görüşememesi ile kızının eğitiminin durmasıdır.

Galateia’yı harekete geçiren evlat sevgisidir aslında. Kocasını bu dünyadan silerse kızının daha iyi bir hayatı olacağına inancıdır. Bir kaçış planına odaklanır ve niyetlendiği cinayeti işler. Taştan yapılması da bu plana katkı sağlayacaktır.

Galateia bize yıllardır anlatılagelen öykünün başarılı bir uyarlamasını sunar. Nitekim bu uyarlama hem edebiyata hem de illüstrasyonları ile görsel sanata hizmet etmektedir. Tıpkı bahsettiğimiz ressam ve heykeltıraş işbirliği gibi yazar ve çizer emeği kitaba değerini teslim eder.

Sonuçta Madeline Miller yeniden mitolojik bir hikâyeye hayat verir. Okuyucuya bir mitolojik karakter daha hediye eder.

Söz konusu yazarın kitabı ile mitolojik hikayelerin bilinirliği artar. Bunun yanında dönemiyle de bağ kuran yazarın emeği hem edebiyata hem de sosyolojiye uzanır. Okuyucuya düşen ise biten her kitap sonrası, hevesle tükettiği mitolojik alt yapısıyla zengin, bu çok boyutlu hikayelerin çoğalmasını umarak yolunu gözlemektir.

Kaynakça

Galateia, 2022, Madeline Miller, İthaki Yayınları, İstanbul

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir