Edebiyat

Italo Calvino: Bütün Kozmokomik Öyküler

Italo Calvino, 1965 senesinde Kozmokomik Öyküler kitabını çıkardığında ülkesinde oldukça yankı buldu. Sonrasında kitabın ünü diğer ülkelere de yayıldı ve kitap dünya çapında ilgi odağı oldu. Kozmokomik bu öyküler adı üzerinde hem kozmik hem de komik.

Evrenin oluşumundan bu yana varoluşsal problemlere çanak tutan bu öyküler, birtakım evren konularını komik bir dille günümüze uyarlıyor.

Öncelikle kitabın yazar Italo Calvino hakkında ne biliyoruz ortaya dökelim. Sonrasında kitabın içinde buluşalım.

Yazar Hakkında

Italo Calvino, 1923 senesinde Küba’da doğdu. Ziraat Fakültesi’nde eğitim alsa da ilgi alanları geniş, çok çeşitli okumalar yapan bir bilim entelektüeli idi. Einstein, Heinsberg gibi isimleri okumaktan hoşlanır ve evren üzerine düşünmeyi severdi.

Beslendiği kaynaklar bakımından yazdıkları da şekillenmiş ve kozmosa dair yarattığı kurguları ilginçleşmiştir. Diğer yandan komünist parti hareketlerinde adı geçse de edebiyat, siyaset ve bilim çevresinde şekillenen hayatı boyunca bir çok esere imza atmıştır:

  • İkiye Bölünen Vikont
  • Savaşa Giriş
  • Ağaca Tüneyen Baron
  • Varolmayan Şövalye
  • Sandık Müşahidi
  • Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler
  • Emlak Vurgunu
  • Kozmokomik Öyküler
  • Kirli Hava Bulutu
  • Arjantin Karıncası
  • Sıfır Zaman
  • Kesişen Yazgılar Şatosu
  • Görünmez Kentler
  • Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
  • Paris’te Münzevi
  • Jaguar Güneş Altında
  • Amerika Ders Notları
  • Zor Sevdalar

1960 senesi itibariyle yazmaya başlayan Italo Calvino hayatı boyunca kalemini elinden düşürmemiştir. Fakat geçirdiği beyin kanaması dolayısıyla öldüğünde sene 1985’tir.

Tüm Kozmokomik Öyküler

İlk baskısı Can Yayınları’ndan çıkan kitap, ülkemizde son baskısını Yapı Kredi Yayınları’ndan yapmıştır. Eski baskıya ilaveten “Sıfır Zaman” öyküsü ile yayınlanmış ve yayınlanmamış öyküler de baskıya alınmıştır. Hal böyle olunca hacimli ve öykülerle dolu bir baş yapıt ortaya çıkmıştır.

Kimi okuyucu ilave edilen öykülerin kitabın özünü bozduğunu iddia eder. Pek de haksız sayılmazlar çünkü “Sıfır Zaman” ile öykülerin rengi değişir. Bunun yanında hacmin de artıp içeriğin sapıyor olması okumayı biraz zorlaştırır. Buna rağmen eşsiz bir bilgi birikiminin yanında mizah taşıyan yanı ağır basıyor. Okuyanı şaşırtıyor.

Her bölüm bilimsel bir önerme ile başlıyor. Bu önermenin çevresinde bir grup antropomorfik karakterler evrenin en başından beri tanık olduklarını anlatıyorlar. Antropomorfik demek, insan özellikleri aktarılan ve aynı insan gibi düşünen, hareket eden karakterlere verilen isimdir.

Başkahramanımız ve hikâye anlatıcı Qfwfq, bir grup arkadaşı ile evrende en başından beri olagelen olaylara şahit olurlar. İşler karakter anlattıkça ilginçleşir çünkü biliyoruz ki, birisinin ve ya birilerinin evren var olduğundan beri hayatta kalması imkânsızdır. Ama bu grup olmuş olan her şeyi deneyimler.

Üstüne bu deneyim çağımıza dek uzanır. Bu, okuyanın tabiri caizse beynini gıdaklar. Bunun asla olamayacağı gerçeği, bahsi geçen antropomorfik karakterlerin yaşadıklarını merak etmemize engel değildir.

Her şey aynı anda saçma ve akıllıcadır. Aynı anda ilgi çekici ve absürd olduğu gibi. Gelin, bu hikâyeler bize ne anlatmaya çalışıyor, Italo Calvino hayatı boyunca neler okumuş ve nadir hayal gücüyle neler pişirmiş edebiyat mutfağında, önden buyurun:

Kitabın İçine Doğru

Kitaptaki öyküler şu şekildedir:

Kozmokomik Öyküler

  • Ay’ın Uzaklığı
  • Gündüzün Doğumu
  • Uzayda Bir İşaret
  • Tek Bir Nokta
  • Renksiz
  • Sonu Olmayan Oyunlar
  • Suda Yaşayan Amca
  • Var mısın Bahse
  • Dinozorlar
  • Uzayın Formu
  • Işık Yılları
  • Sarmal

Sıfır Zaman

Birinci Bölüm- Diğer Qfwfq’lar

  • Yumuşak Ay
  • Kuşların Başlangıcı
  • Kristaller
  • Kan, Deniz

İkinci Bölüm- Priscilla

  • I. Eşeyli Bölünme
  • II. Kromozom Yarılanması
  • III. Ölüm

Üçüncü Bölüm- Sıfır Zaman

  • Sıfır Zaman
  • Takip
  • Gece Sürücüsü
  • Monte Cristo Kontu

Diğer Kozmokomik Öyküler

  • Mantarı Andıran Ay
  • Ay’ın Kızları
  • Göktaşları
  • Taştan Gökyüzü
  • Güneş Var Olduğu Sürece
  • Güneş Fırtınası
  • İstiridye Kabukları ve Zaman
  • Dünyanın Belleği

Yeni Kozmokomik Öyküler

  • Hiçlik ve Az
  • İçe Patlama

Dönüştürülmüş Bir Kozmokomik Öykü

  • Öteki Eurydike

Bu şekilde listeyi önümüze koyduğumuzda öykülerin çokluğu gözünüzü korkutmasın. Çünkü oldukça kolay okunabilen, inanılmaz ilgi çekici otuz beş öyküden bahsediyoruz. Temel olarak varoluş, evrim, jeoloji, uzay konuları etrafında kümelenen bu öykülere bir bakış atalım. Ve Italo Calvino’nun kafasının içine dahil olalım.

Ay’ın Uzaklığı

Düşünün ki Ay eskiden Dünya’ya o kadar yakındı ki insanlar ona dokunur, Ay’a doğru kürek çekebilir ve başka bir mahalleye gider gibi Ay’a yolculuk yapabilirlerdi. Neden olmasın? Belki de Ay çok ama çok eskiden ne o kadar büyüktü, ne de o kadar yalnız. Peki gelgitler ile yer değiştiren Ay bir gün çok uzağa gitmeye karar verirse, aşklar yarım kalmaz mı? Merdivenle Ay’a çıkabilmek ne kadar romantik ve kozmokomik, değil mi?

Gündüzün Doğumu

Gezegenler nasıl oluştu? Bunu bilmiyor olmanız önemli değil çünkü her hikayenin başında öncül bir bilimsel bilgi var. Okumadan geçmeyin. Güneş şimdiki haline dönene dek küçülünce, bulutsusu halinde olan akkor parçalar soğumaya ve katılaşmaya başladı. İşte tam bu anları deneyimlerken, hızla katılaşan gezegenler evrende bir şeylerin değişmekte olduğunu gösteriyor. Soğuyan gezegenlere ilk kez karanlık düşerken artık gündüzler geceden doğacak.

Uzayda Bir İşaret

Yörüngesinde yolculuk yapan Güneş iki yüz senede bir aynı noktadan geçer. Bu yolculuğu sırasında Güneş’e eşlik ettiğini ve evrende bir iz bırakmak istediğini düşün. Güneş çok büyük ve sıcak mı? Bunları düşünme, sen sadece yörünge yolculuğuna odaklan. Bir de bırakacağın ize. Ama o öyle bir iz olsun ki, benzersiz olsun. Evrendeki en farklı iz olsun. Ama izi bıraktıktan iki yüz sene sonra onu orada bulacaksın. İz değişirse niyetini bozma. Belki de biraz yalpalamıştır Güneş. Kimseden bulma.

Renksiz

Dünyanın sıkıcı bir gri top olduğu vakitleri düşünelim. Atmosferi olmadığı için süzemediği mor ötesi ışıklar yüzünden griliğinde yaşayıp giden dünyada bir gün jeomorfolojik bir değişim başlar. Depremler olur, kayalar kırılır, dağlar oluşur. Bu sürece tanık olan hikaye anlatıcı, renklerin dünyayı nasıl sardığını izlerken ayrı düştüğü arkadaşının üzüntüsünü de aynı anda yaşayacaktır.

Sonu Olmayan Oyunlar

Misketiniz olsa mutlu olur musunuz? Ama bu misketler hidrojen misketleri olsa, neler yaparsınız? Ama dikkat, bu misketleri yuvarlarken aman bir kaza çıkmasın. Tüm her şeyin temelinde yer alan hidrojen atomunda yapacağınız galaksiler yarışsa, evrenin olası şeklinden dolayı kim önde kim arkada bir süre sonra önemi kalmazdı. Zaman geçecek, misket oynayacak, galaksi yarıştıracak yaşı da geçecektiniz muhtemelen. Sonu olamayan oyunlar, bitmeyen bir çocukluğa ait olabilir ancak.

Suda Yaşayan Amca

Evrim devam ediyor. Bazısı sudan çıkıyor, bazısı geride kalıyor derken evrimleşmeyi seçen ve geleceğine güvenen birinin geride bıraktığı atalarından hala çekeceği olabilir mi? Sen son model evrimini tamamlayan bir canlısın ve evrimini tamamlamayan atan sana çelme atabilir mi? Gönül ilişkilerinde her şey mümkün. Pek de güvenmemeli evrime, değişmeye. Büyük amca hala daha çekici belki de…

Var mısın Bahse?

Bir bahse girseniz, elinizdeki pi ve e sabit sayılarından başka hiç bir şey yok. Siz bahsinizi sürdürürken dünya değişiyor. Nitekim bu durumda bahis konuları da çeşitleniyor. Hızlı olmazsanız bahsi kaybedebilirsiniz. Çabuk olun, o yıldız soluyor, bu yıldız büyüyor. Elinizi çabuk tutun.

Dinozorlar

Açık ara farkla kitabın en iyi öyküsüydü bence. Konusu eşsizdi!

Büyük felaketten sonra dinozorlar Dünya sahnesinden silindiler ama bazısı geride kaldı. Ama herkes neslinin tükendiğini sanıyor ama kalanlar var ve onlar da gizlenmek zorunda. Bu nispeten kolay oluyor çünkü dinozorlar yok olmadan önce onları görmeyenler de var. Ama ya fark ederlerse? Bir dinozor olduğunuzu kimse bilmemeli yoksa Dünya’nın dengesi şaşar, insanların evrimleşmesi için yontulan dünyada dinozor olarak yeriniz yok. Ve ya var mı?

Uzayın Formu

Serbest düşüşte bir hayatınız olsa, serbest düşerken ve evrende yol alırken bu hayat sürse aklınızdan neler geçer? Paralel çizgiler sonsuza dek kesişmeyecekse serbest düşüş sebebiyle kavuşamayacağınız o çok kişi, ya başka biriyle bir şekilde denk gelirse? Paralel akış tutsağı olarak diğer insanlarla ilişki geliştirmeniz mümkün mü? Şimdi bu hayat mı allasen, hep bir serbest düşüşte ama hiç denk gelmeyişle?

Işık Yılları

Evrende biri size bir gün “Seni Gördüm.” diye kartona yazıp gönderse ne olur? Bu uyarıyı ciddiye alır mısınız? O kim diye merak eder misiniz? Ama asıl soru sizi nasıl gördü, bu umurunuzda olur mu? Koca evrende mahremiyeti mi sorgulayalım şimdi? Sizin cevabınız kaç ışık yılı sonra ona gidecek? Siz bu kartonu en iyisi iptal edin. Geçerli olmasın. Boş verin.

Sarmal

Bir yumuşakça olmak nasıl bir şey, hiç düşündünüz mü? Hayata onların gözünden bakalım. Tasvirleri okudukça, yazarın bir yumuşakçayı günlerce gözlemleyip her detayı tek tek not ettiği fikrinden çıkamayacaksınız.

Sona Doğru

Okuması çok keyifli olmasının yanında hacmi sebebiyle okurken kitabın sonunu görme isteği ağır basıyor okuyanda. Tüm öyküleri bir kitapta birleştirmek yerine 3 kitaplık seri halinde yayınlanabilecek bu kitabın arkasına bir de öykülerin hikayeleri de eklenmiş.

360 sayfanın sonunda Calvino dosyasını kapatıp gitmek istesem de dilimize çevrilen kitaplarını aynı kapak temasında ve başka renk paletlerinde basan Yapı Kredi Yayınları’nın isme gösterdiği özen ortada. Ayrıca yazarın dile hakimiyetinin çeviri ile azalmamış olması çevirmenlere puan olarak dönüyor: Eren Yücesan Cendey ve Şemsa Gezgin’e teşekkürlerimizle.

Kozmokomik Öyküler‘in eşsiz bir hayal gücü ve gözlemin ürünü olduğu aşikar. Bilim kurgu türünün benzersiz işlerinden bu haliyle. Fantezi bilim kurguya meyleden öykü yapısında, uzaklar yakın oluyor, imkânsız imkânlı hale geliyor ve sonsuz evrenimizin fizik kurallarının yeniden okuması yapılmış oluyor.

Bu bilgilerin 1965 senesinin bilgileri olduğunu göz önüne almalıyız. Bir de kitabın, seri kitap halinde basılması teklifinin yanında görsellerle desteklenen bir yapıda okuyucu ile kavuşturulması taraftarıyım.

Hatta çizgi romanı olsa da elimizden düşürmesek diye de düşündüm okurken. Yeni dönem dijitalleşen sanat bağlamında bakınca, her öyküsünün kısa anime yapımı haline getirilmesini de hak ediyor ayrıca. Bir gün bunu da ciddiye alan çıkar belki eğer bir kartona yazıp evrene yollarsak. Kim bilir?

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir