Kitap Önerisi: Dünya Ağrısı

Kitap Önerisi köşemizde bu kez Dünya Ağrısı ile sizlerle!

Kitapseverler Merhaba…  

“Kitap Önerisi” köşemizde bugün İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan, Üniversite yıllarında çeşitli edebiyat ve kültür dergilerine yazılar yazmaya başlamış olan Ayfer Tunç’un kaleme aldığı Dünya Ağrısı eserine yer veriyoruz. 

Ayfer Tunç 1989 yılında Saklı başlıklı öyküsüyle Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği Yunus Nadi Ödülü‘nü, 2001 yılında yayımlanan Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek başlıklı yapıtı 2003 yılında altı Balkan ülkesinin katılımıyla düzenlenen “Balkanika Ödülü”nü ve  Osman aslı eseriyle  2021 “Vedat Türkali Roman Ödülü” aldı.

Gelin, kadın yazarlarımızdan Ayfer Tunç’un bir diğer başarılı eseri, Dünya Ağrısı‘na hep beraber göz atalım.

“İnsanın sadece başı, midesi, kolu ve bacağı ağrımaz. En kötüsüdür, insanın ruhunun ağrıması“

Kitap Önerisi köşemizde yer verdiğimiz eserin başlıca karakterlerine bakalım öncelikle:

• Mürşit: Romanın ana karakteridir. Babasından kalma bir oteli işletmek için hayallerinden vazgeçerek şehirde kalır.
• Özgür: Şükran ve Mürşit’in çocuklarıdır.
• Madenci: Madende çalışmak üzere gelen bir maden mühendisi ve Mürşit’in yakın arkadaş olduğu kişidir.

Dünya Ağrısı-Konusu

Başkarakterimiz Mürşit, gençliğinde felsefe okumak için İstanbul’a giderek hayatın anlamını bulacağını düşünmüş ancak babasının hastalığı nedeniyle geri dönmek, kendi istediği gibi değil de babasının istediği kişi olmak ve oteli işletmek zorunda kalır. Kendi özgürlüğü, hayalleri elinden alındığı için oğluna Özgür ismini koymuş. Hırslı ve başarıyı tamamen zenginlik üzerine kurgulayan Özgür ile boş  vermişlik ve vaz geçmişlik içinde olan Mürşit sürekli çatışır.

“Ruhu kanser oldu ama ölemiyor.“

Dünya Ağrısı nasıl bir ağrı gelin birlikte yakından bakalım…

Mürşit; yaşama uzaktan bakan, hayatı kaçırmış ve yakalamak için içinde hiç bir çaba harcamayan, her şeye ve herkese kendini yabancılaştırmış yaşamın gündelik dertleriyle ilgilenmeyen sürekli bir suçluluk hissiyle mücadele eden bir karakter.

Kitabın ikinci kahramanı Madenci ise tıpkı Mürşit gibi yalnızlığıyla yaşayan biri. Geçmişine ait sırrının ağırlığını taşıyarak İstanbul’u terk edip maden ocağında çalışmak için Mürşit’in yaşadığı şehre geliyor. Mürşit ve Madenci birbirlerini yaralarından tanıyan iki arkadaş olarak başka kimsenin anlayamayacağı bir bağ kuruyorlar zaman içinde. Dağlara bakıp düşüncelere daldıkları rakı sofralarında kurtulmaya çalışıyorlar dünyanın ağırlığından.

Kitaptan Kalanlar…

Kitap önerisi olarak sunduğumuz eserde altı çizilmeye değer birkaç satırı paylaşmak istiyorum sizlerle:

Dünya bir gölgelik mürşit, soluklandık gideceğiz, gerisi boş.

Bir an gelir, en yakınındaki kişinin aslında hiç tanımadığın bir yabancı olduğunu anlarsın.

Hepimiz hastayız. Hasta bir dünyanın hasta insanlarıyız.

Öyle ya da böyle, daha toprağa girmeden çürüyoruz.

Aşk bir yıldırımmış, şanslıysan çarpılırmışsın.

Unutmak diye bir şey yok, unuttuğunu sanmak var.

Mümkün olsa kalan ömrünü şuanda isteyene verir. Almam diyen çıkmaz. Herkes pek seviyor hayat denen sıkıntıyı, kimsenin ölesi yok.

Kitap Önerisi Olarak Dünya Ağrısı Hakkında Son Sözler..

Dünya Ağrısı çok kolay okunan bir kitap değil. Mürşit’in iç dünyası gibi durgun ilerliyor. Bazen Mürşit’e kızacaksınız, “bu kadar da olmaz” diyeceksiniz. Bazen de “adam ne yapsın” diyeceksiniz. Bitirdikten sonra hemen kenara konulacak bir kitap değil Dünya Ağrısı, birkaç dakika etkisi altında kalacaksınız. Bu süreç benim en sevdiğim süreç. Bildiğiniz baş ağrısı, karın ağrısı değil bu eserdeki…

Ayfer Tunç ile daha tanışmadıysanız geç kalmışsınız demektir! Onu eserleriyle tanıştığınızda sizler de aynı kanıya varacaksınız, diye umuyorum.

İyi Okumalar…