ÖNERİ

Kitap Önerisi: Aziz Bey Hadisesi

Kitap Önerisi köşemizde Aziz Bey hadisesi sizlerle…

Ayfer Tunç modern Türk edebiyatı yazarları içinde çok değerli bir isim. Onu edebiyatımızda önemli bir noktaya getiren şey, dili kullanmadaki ustalığı şüphesiz. Bunun yanında karakterlere duyguları bir kıyafetmişçesine giydirebilmesi de ayrı bir konu. Bu ciddi anlamda inandırıcılık ve analiz gerektiren bir uğraş. Ayfer Tunç’un geçen haftalarda da ele aldığımız eserlerinin yanında, bu hafta kitap önerisi olarak Aziz Bey Hadisesi eseri sizlerle.

Öncelikle yazar hakkında anekdotlar verelim. Sonrasında kitabın içine kısa bir yolculuk yapalım.

Yazar Hakkında

kitap önerisi

1964 senesi doğumlu yazar, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Öykülerle edebiyata girdi. Sonuçta roman, anı ve inceleme türünde de eserler edebiyatımıza kazandırdı. Aldığı ödüller, meslek olarak yaptığı gazetecilik ve yayın yönetmenliğinin yanı sıra televizyon dizilerinde senaryo yazarlığı yaptı.

Kitap önerisi olarak yer verdiğimiz Aziz Bey Hadisesi eserini 2014 senesinde yayınladı.

Kitabın İçine Doğru

Aziz Bey Hadisesi, yazarın son romanlarında sıklıkla rastladığımız motiflerden bir demet sunuyor okuyana. Hayal kırıklıkları, geç kalmışlık, izolasyon, sosyal hatalar, aile, görünmeyen emek ve kadın gibi bileşenler bu eserde de yer alıyor.

Aziz Bey yakışıklılığı, müziğe merakı ve yeteneği ile Osman’ı andırıyor. O da Osman gibi duygusal gelgitler yaşıyor, aşkı ve hayatı arasında sıkışıp kalıyor. Sessiz çığlıklar atan Vuslat derdinden ölürken, gene bir erkek sevdiğini öldürmüş oluyor. Geçmişi ve şimdisi arasında arafta kalan erkeklerin nafile serzeniş ve mutsuzluklarını dile getiriyor. Hep bir gönül kırıklığı ile içinin boşluğu ve karakterinin boşluğu aynı yerde sallanan erkek örneği sunuyor Ayfer Tunç.

Kitap önerisi olarak Aziz Bey Hadisesi kitabında karakter, geçmişte yaşadığı aşkla ailesini geri plana atıyor. Neticede Aziz Bey’in yolunu bulamama hikâyesi ele alınıyor. Yaşadığı hayal kırıklığı hikâyenin sonunda gönül kırıklığına dönüşüyor.

Değerini bilemediği karısı Vuslat’a, iş arkadaşlarına hep dert veriyor. Hayatını gam üzerine kuran bu alaturka adam bir tambur ustası. Tamburuna geçirdiği sözü kendine geçiremiyor. Böylece ne gerçek aşkı yakalayabiliyor ne de elindekiyle mutlu olmayı becerebiliyor.

Aziz Bey bana yazarın kendi dönemini oldukça iyi çözmüş olduğunu gösteriyor. Hayatı boyunca dertler ve gönül kırıklıkları ediniyor karakter. Ve bu durum, belli bir dönem insanına daha çok hitap ediyor. Nitekim okurken bir yandan Aziz Bey’in dertlerinin dağılmasını bekliyoruz. Diğer yandan Aziz Bey’in hayat yolunda bu yaşamak işini kotaramadığına tanık oluyoruz.

İyi bir edebiyat, iyi bir dert ve eski dönemin insanının gönlüne yaptığı ağırlıkları tartmak için iyi bir eser.

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir