ÖNERİ

Kitap Önerisi: Aşık Kadınlar

Kitap Önerisi köşemizde Avusturyalı yazar Elfriede Jelinek tarafından kaleme alınan Aşık Kadınlar adlı eserden bahsedeceğiz. Kitap 1975 yılında yayınlandı ve Jelinek’e ilk büyük başarısını getirdi. Bu noktada yazar hakkında da bir iki cümle etmeden geçmeyelim. Çünkü kendisi oldukça önemli bir konuma sahip.

1946 doğumlu yazarımız Nobel ve Kafka dahil alanında oldukça önemli bir çok ödülün sahibi. Feminist ve sol görüşlü olan yazar eserlerinde genel olarak cinsiyetler arası çatışmayı, cinsel istismarı ve kadın cinselliği gibi konuları işlemekte.

Eleştirmenler ve okurlar tarafından oldukça sert ve sarsıcı bulunsa da Jelinek aslında bizlere toplumun içinde sinsice yer alan o çürümüşlüğü gösterir. Kendisi bu habis yaraya bakabilme cesareti göstermiş ve onu yazıya dökerek somut hale getirmiştir. Sırf bu sebeple de ülkesinde kendisine “yuvasına pisleyen” anlamına gelen “Nestbeschmutzer” yakıştırması yapılmıştır.

Kitabımıza dönecek olursak, inceleyeceğimiz eser İthaki Yayınlarının Modern serisi altında yayınlanan 2021 yılına ait baskı. Çevirmen Anıl Alacaoğlu. Çevirmenimizin kitabın başında yer alan yazar ile ilgili bilgilendirme metni çok detaylı ve bilgilendirici. Kendisine de ayrıca teşekkür etmek gerekiyor. Yazarın hayatına ve eserlerine olan hakimiyeti açıkça belli.

Şimdi kitap önerisi olarak ele aldığım Aşık Kadınlar‘ın konusuna göz atalım.

Aşık Kadınlar-Konusu

elfriede jelinek
Elfriede Jelinek

Kitapta iki ayrı kadın kahramanımız yer alıyor: Brigitte ve Paula. Brigitte şehirde yaşarken, Paula köyde yaşamakta. Ancak önemli bir ortak nokta söz konusu. İkisi de kapitalizm ve ataerkinin baskısı altında ezilen ve mutluluğu arayan kadınlar.

Mutluluk onlar için eşleri ve çocukları ile birlikte kendilerine ait bir evde huzurla yaşamak. Kahramanlarımızdan biri başarıya (?) ulaşırken bir diğeri maalesef buna sahip olamıyor. Bu da başarı mı demeyin lütfen. Ailelerinden ve çevrelerinden aktarılan öğretiler doğrultusunda bu iki kadın dahil tüm kadınların amacı evlenmek. Çünkü kadın evlendikten sonra toplum tarafından değer görüyor.

Bekar olan kadın kapitalizmin dişlileri arasında ezilmektedir. Ancak evlenerek erkeğin başarısını kendine mal edebilir ve onun statüsü sayesinde toplumda üst düzey bir konum elde edebilir. Fabrikada işçi olan Brigitte de bunun farkında. İlerde kendi işini kurma ihtimali olan Heinz’dan ne kadar iğrense de ilişkisini evlilikle taçlandırmak için canla başla uğraşır. Çünkü Heinz kendi işini kurabilirse, Brigitte çok düşük ücretle saatlerce çalıştığı işinden kurtulacak ve eşinin dükkanında çalışabilecektir. Böylece hayalini kurduğu kendine ait olan eve de sahip olabilirim diye düşünür.

Köyde yaşayan Paula ise Briggitte’nin aksine önce kaderinde yazılı olan satış temsilciliğini reddederek terzi olmak, bir şeyler öğrenmek istiyor. Ancak tam kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olabilecekken aşık oluyor ve terzi olmak yerine platonik aşk yaşadığı Erich’in peşine takılıyor. Onun da hayali evlenmek ve eşinin kazancı sayesinde kendine ait bir eve sahip olabilmek.

Kahramanlarımızdan biri maalesef ki hayal kırıklığına uğrayacak. Spoiler olmasın diye daha fazla detay vermeyelim. Sonuçta başlığımızda da belirttiğimiz gibi bu bir kitap önerisi ve daha fazlası için en yakın kitabevi sizi bekliyor.

Yakın Bakış

Kitap ismi her ne kadar kahramanlarımızın aşık olduğu yanılgısını yaratsa da anlatıcının söylediği gibi “bu bir aşk romanı değil.” Çünkü aşk bu kadınlara içinde hükmedebilecekleri bir alan olan “ev” veremez. Hatta kitap içerisinde nefreti daha fazla barındırmakta diyebiliriz.

Okuma boyunca tırnaklarınızı kemirip “neden?” diye düşünüp sorgulayacağınız bolca bölüm ile karşılaşacaksınız. Şimdiden belirtmekte fayda var. Kahramanlarımıza kararları sebebiyle kızabilirsiniz. Ancak yaşadıkları toplumu, aile yaşantılarını, annelerinin geçmişte yaşadıklarını lütfen göz ardı etmeyin.

Ayrıca Elfriede Jelinek’in üslubunu da biraz sert bulabilirsiniz. Kendisi anlatılarında hiciv sanatını büyük bir ustalıkla kullanıyor. Ki bana sorarsanız bu cinsiyet meselesini anlatmak için gayet güzel bir yöntem.

Son Olarak

“Kitap Önerisi” olarak sizlere sunduğum Aşık Kadınlar‘ı okuduktan sonra ya bu kitabı çok seveceksiniz ya da ondan nefret edeceksiniz. Ben çok sevdim. Sizin düşüncelerinizi de merak ediyorum. Ancak son bir ricam var. Kitaptan nefret ettim diyecek olursanız lütfen önce bir durup düşünün. Nefret ettiğiniz o şey aslında görmezden gelmek için sürekli çabaladığınız o gerçekler mi?

Duygu Demir

Halkla İlişkiler mezunu bir Grafikerim. Kurumsaldan ayrılmam ile yeni bir alanda kariyer planlaması yaptım ve "anne" oldum. Şuan 3 yaşındaki oğlum ile gündüzleri varoluşsal sancılardan kuleler yaparken, geceleri Kazan için yazıp, çizip, düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir