Sinema

Donma Noktası: Bir Babanın Adalet Mücadelesi

Donma Noktası, adalet üzerine işlenmiş film hakkındaki incelememiz sizlerle. Orijinal adı Bajero olan film, isminden de anlaşılacağı üzere İspanyol yapımı bir film. Filmin senaryosu Fernando Navarro’ya ait. Yönetmen koltuğun ise Lluis Quilez oturmakta. Öyleyse, iliklerinize kadar üşüyeceğiniz ve bir yandan da adalet üzerine düşüneceğiniz Donma Noktası‘nı gelin birlikte inceleyelim.

Pandemiden Nasibini Alan Bir Yapım

Lluis Quilez

Öncelikle Donma Noktası‘nın başında genç yönetmen, Lluis Quilez’in yer aldığını bir kez daha hatırlatalım. Kendisi, daha önce de çektiği kısa metraj ve uzun metraj projelerle de adından sıkça söz ettirmekte. Özellikle kısa metraj yapımlarda ödül sahibi olduğunu da belirtebiliriz. Şunu da eklemek gerekirse 2021 yapımı olan film, pandemi süreci nedeniyle sekteye uğramış. Bu nedenle de vizyona giremeden direkt Netflix tarafından yayınlanıyor.

Tür olarak gerilim ve aksiyon tarzında olan Donma Noktası, 1 saat 46 dakikalık süreye sahip. Oyuncu kadrosu ise oldukça başarılı isimlerden oluşmakta. Javier Gutiérrez, Karra Elejalde, Luis Callejo, Patrick Criado, Andrés Gertrudix, Isak Férriz, Miquel Gelabert, Édgar Vittorino, Florín Opritescu filmin castında yer alıyor.

İspanyol Sineması ve Tema

ispanyol sineması

Değinmemiz gereken bir diğer konu ise İspanyol yapımı projeler. İspanyol yapımı dizi- film projelerinin oldukça dikkat çekici temalara değindiğini belirtmek gerekiyor. Suç, adalet, toplum üzerine farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyorlar. Bilhassa bu tarz içeriklerin temeline bir dram ya da travma yerleştiriliyor. Bu sayede filmin çıkış noktası için alt zemin hazırlanıyor.

Böylelikle filmde işlenen suça dair, izleyici olarak sorular üretiliyor. Kimin haklı ya da haksız olduğuna seyirci kendi iç hesaplaşmasıyla karar vermekte. Çünkü İspanyol yapımı projelerde, “neden?” teması oldukça başarılı bir şekilde işleniyor. Aynı durum, Donma Noktası için de geçerli. Şöyle ki filmdeki mahkûmların kısmi olarak hikâyelerini dinliyoruz. Kimi gerçekten suçlu kimi de dolaylı yollardan bir suça bulaşmış. Açıkçası izlediğiniz de bazı karakterlere hak vermeden de edemiyorsunuz. İşte tam da bu nokta da İspanyol yapımların farkı ortaya çıkıyor.

Soğuk ve Karanlık

Donma Noktası

Bir filmde önemli olan en temel öğe, elbette görsel aktarım. Görüntü kalitesi, kullanılan renkler, atmosfer gibi teknik detaylar hikâyeye hizmet etmelidir. Böylece tüm parçalar tamamlandığında kusursuza yakın bir yapıt meydana gelebilir.

Bu bağlamda, yapım teknik açıdan oldukça başarılı görüntülerle dolu. Yakın çekimlerin ağırlıkta olduğu filmde genel olarak karanlık tonlar hâkim. Hikâyenin akşam saatlerinde geçtiğini ve gerilim kategorisinde bulunduğunu düşünürsek oldukça başarılı bir atmosfer yaratılmış. Madrid’de çekilen film, bilhassa kapalı ve dar mekânlarda geçmekte. Bu sayede seyirci olarak gerilim seviyeniz doruklara ulaşıyor. Üstelik hikâyenin soğukta geçmesi de içinizi ürpertiyor. Adeta o soğuk havanın ambiyansına siz de dâhil oluyorsunuz.

Burada teknik açıdan görsel aktarıma uyumlu olan anlatım tarzı da devreye girmekte. Donma Noktası‘nın bu aşamalardan genel anlamda başarılı geçtiğini söyleyebiliriz. Neden mi? İlk olarak filmin adıyla başlayalım. Donma Noktası isminden de anlaşılacağı üzere oldukça soğuk bir anlatım söz konusu. Zaten filmin ilk açılış sahnesi ile işaretler veriliyor. Karanlık ve yağmurlu havada olaylar başlıyor. Açıkçası o ilk sahnede filmi izleyip izlememe kararını veriyorsunuz. Film ise bu karardan başarılı bir şekilde geçiyor. Merak uyandırıcı bu açılış ile sonuna kadar gidebilirsiniz. Bizden söylemesi Donma Noktası, bu kararınıza değecek türden bir yapım.

Görsel Aktarım ile Paralel Giden Bir Açılış

donma noktası

İlk olarak genç bir delikanlının henüz yüzünü görmediğimiz bir adama yalvarışlarına şahit oluyoruz. Ardından ise canlı canlı mezara gömüldüğünü seyrediyoruz. Böylece filmin tamamı için genel bir fikir oluşturuluyor. Bir adam ve öğrenmek istediği bir gerçek var. Hemen ardından gelen sahne ise yine aynı şekilde yağmurlu ve gri havada başlıyor. Yani, atmosfer tüm aksiyon boyunca kapalı ve sisli tonlardan oluşuyor.

Diğer yandan klostrofobinizi arttıracak nitelikte sekanslar da bir hayli fazla. Olayların mahkûmların nakli esnasında gerçekleştiğini düşünürsek bu oldukça normal. Hapishane, hücre, mahkûm nakil aracı derken sıkışıp kalıyorsunuz. Bizden demesi yer yer nefesiniz kesilebilir. Üstelik nakil aracının yol boyunca sıkıştırılması, ateşe verilmesi ve su altında kalması da gerilimi bir hayli tırmandırıyor.

Mahkûmlar ve dışarıdaki yabancı ile mücadele eden karakter, diğer yandan soğuk ile de savaşmakta. Dışarıda Miguel olduğunu öğrendiğimiz adamın içerdeki mahkûmu almak istediğini anlıyoruz. Tüm mahkûmlar, birleşip Miguel’in tek arzusu Nano’yu vererek kurtulmak istiyor. Aksi halde hepsi birlikte ölecek. Fakat polis Martin, içerden kimseyi çıkarmamak için kanının son damlasına kadar savaşıyor. Ara sekanslara yerleştirilen gazete haberleri, resimler, Miguel’in bir intikam peşinde olduğunu anlatıyor. Güzergâh boyunca da Nano’nun mu yoksa Miguel’in mi doğru söylediğini düşünmeden edemiyorsunuz.

İki Hikâye Tek Çıkış Yolu

Donma Noktası

Başkahramanımız, polis olduğunu öğrendiğimiz Martin. Kendisi bir memur ve mahkûm nakillerini gerçekleştirmek için görevlendiriliyor. Martin’e yardımcı olmak için gelen memur ise Montesinos karakteri. İkili mahkûmların olduğu bölgeye doğru hareket ediyor ve gerekli incelemelerden sonra yola koyuluyorlar. İşte tüm hikâye bu aşamada başlıyor. Martin ve Montesinos’un kendi aralarındaki atışmaları ve anlaşmazlıkları da fark ediyoruz. İkisinin de karakterleri birbirine oldukça zıt. Martin kurallara sadık ve daha insani bir yaklaşımla hareket ediyor. Montesinos ise kuralların dışında ve şiddete eğilimli. Böylece ilk çatışma kuruluyor.

Gelelim diğer hikâyelere. Yol boyunca mahkûmların hayatlarından kesitler aktarılıyor. Suçlu olsalar da yine de insani yönleriyle yüzleştiriliyoruz. Özellikle ilk gördüğünüz andan bu yana Rei karakterinin masumiyetini hissetmektesiniz. Tabii yol boyunca tatlı atışmalar da yok değil. Her ne kadar gerilim filmi olsa da ince dokunuşlarla tebessüm ettiğiniz anlar da oluyor. Asıl hikâyeye değinecek olursak ilk olarak mahkûmların teslimatı için nakil aracı ve bir polis arabası yola koyuluyor. Her şey normal seyrinde ilerliyor. Ancak bu sıradan gidişatta bile bir terslik yaşanacağını daha ilk andan bu yana hissediyorsunuz.

 Her şey olması gerektiği gibi giderken nakil aracı ve polis arabası irtibatı kaybediyor. Ardından ise polis arabasının devrildiğini ve memurların ise öldüğünü görüyoruz. İzleyici olarak mahkûmlardan biri için geldiklerini düşünebilirsiniz. Zaten Mihai Adındaki mahkûm da bu beklentiye sahip. Anlaşılacağı üzere tam bir belirsizlik hâkim. Ancak ilerleyen süreçte tüm beklentiler boşa çıkıyor. Adını ve filmin sonuna değin kim olduğunu öğrenemediğimiz bir adam ile karşılaşıyoruz.

Tüm bunların neden olduğu sorusu, ilk başta açıklığa kavuşturulmuyor. Ta ki Miguel, nakil aracını ele geçirene kadar. Burada tam olarak kavramasak da bir takım şeyleri anlamaya başlıyoruz. Miguel’in araçta bulunan mahkûmlardan Nano’yu almak için geldiğini görüyoruz. Her şeyi göze alan Miguel’in Nano’yu almadan gitmeyeceği oldukça aşikâr. Bu aşamada mahkûmların bir karar vermesi gerekiyor. Ya Nono’yu verecekler ya da hep birlikte ölecekler. Tüm bunlara karşın, Martin tek başına mücadele etmek zorunda!

(Sürprizbozan zamanı!)

İzlenmeye Değer ve Oldukça Başarılı

Donma Noktası

Genel itibariyle kurgusal ve teknik açıdan son derece akıcı bir aktarım söz konusu. Oyunculuklar ise tek kelime ile muhteşem. Martin rolünü canlandıran Javier Gutiérrez’in soğuk ama bir o kadar da masum yapısı sizleri etkiliyor. Ayrıca Montesinos ile ikisinin görev aşkları da oldukça göz yaşartıcı. Ramis karakterini de es geçmemek gerekiyor. Aktör, Luis Callejo’yu da etkileyici performansından dolayı tebrik etmek gerekiyor. Issak Ferriz’in hayat verdiği Montesinos karakteri de oldukça başarılı. Filmin tam ortasında Montesinos’un öldüğünü görsek de ilerleyen sahnelerde bir şaşırtmaca da ondan geliyor.

Nano’yu canlandıran genç ve bir o kadar da başarılı oyuncu Patrick Criado, adeta döktürüyor. O kadar içten oynuyor ki Nano’nun masum olduğuna Martin dâhil seyirci de inanıyor. Tabi ki son sahneye kadar. Son olarak Karra Elejalde’nin oyunculuğuna da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Acılı bir babanın yaşadığı dramı ve kızının cesedini bulmak için verdiği mücadeleyi iliklerinize kadar hissettiriyor. Adeta izleyici olarak bizler de başarmasını istiyoruz. Ama önce Martin’i bunun için ikna etmesi gerekiyor. Çünkü Martin, Nano’yu kurtarmaktan bir türlü vazgeçmiyor.

Hikâyenin sonlarına yaklaştığımızda hiç beklemediğimiz gelişmeler yaşanıyor. Martin, Nano’yu sonuna kadar korusa bile kendi vicdanı onu ele geçiriyor. O yüzden Miguel’in öğrenmek istediği gerçeği, sonunda Martin duyuruyor. Özetle film boyunca bir babanın kızına yapılan vahşeti ve cesedini bulmak adına çabasını seyretmekteyiz.

Bu açıdan film, sizi sarıp sarmalıyor. Tabi eleştirecek yönleri de mevcut. Bazı karakterlerin çok pasif kaldığına değinebiliriz. Örneğin; Rei ve Golum. Bu iki mahkûm, hikâyede daha aktif rol oynayabilirler miydi? Bu sorunun cevabını sizler verebilirsiniz. Sonuç itibariyle Martin’in mahkûmlar ve Miguel ile olan çatışması oldukça heyecan verici. Bu nedenle filmin genel anlamda başarılı olduğunu belirtelim. Sonuç itibariyle son derece merak uyandırıcı ve gerilimi yüksek olan Donma Noktası‘nı film önerisi olarak da görebilirsiniz.

Kübra Aktürk

1994 yılında Ordu'da doğdum. Üniversiteye kadar olan eğitimimi, Ünye'de tamamladıktan sonra 2012 yılında Ankara Üniversitesi Sinema Radyo Televizyon bölümünü kazandım. Öğrenim hayatım boyunca çeşitli eğitimler ve etkinlikler yoluyla kendimi geliştirmeye çalıştım. Gönüllü olarak "Beni Affet" dizisinde sanat asistanı olarak yer aldım. 2017 senesinde bölümümü bitirdikten sonra Tarih bölümünü de okuyarak eğitim sürecimi tamamladım. Radyo sunuculuğu, içerik yazarlığı gibi birçok çalışmalarda bulundum. Şu anda da dizi-film projelerinde reji asistanlığı yapmakta ve sinema üzerine içerikler yazmaktayım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir