Edebiyat

divinando et amara tangerines I-II

I- sigara küllerinin siyah çantamda bıraktığı izler
yenilgi ve yanılgı, mandalina kabuğundan daha acı. niçin? şimdi ahşaptan bir masanın etrafında oturarak canımızın kahve isteyip istemediğini soruyoruz birbirimize. mesele kahve değil. mesele hiç kahve olmadı. zaten berbat bir kahveydi, bir de zam gelmişti üstüne üstlük. o bol sütlü, yüzeyi köpüklü kahve, mandalina kabuğundan daha acı. niçin? aldığım her yudumda bana dört uzun senenin beyhudeliğini anımsattığı için. aldığım her yudumda, boğazımdan dünyanın en çok tüketilen içeceklerinden biri olarak değil, yenilgi ve yanılgı yakıcılığında geçtiği için. dört senenin içinde değil, ancak dört senenin son gününde o masanın etrafında toplanabildiğimiz için. bundan önce birbirimize hiç canımızın kahve isteyip istemediğini soramadığımız için. giderayak, yarım kalacak: yamalak.

hem yenilmiş hem yanılmıştık çünkü ikisi karındaştır bunların.

ceylan gibi girdiğimiz kapıdan kaplan gibi çıkmak ne hoş. yenilip yanılmamıza rağmen, savaşmanın öğretileri çoktur. engellenemez olguların bizi dönüştürüşü, kaçınılmaz.

dayımın, çocukluğunda annemi kucaklayıp ısırgan otlarının arasına atışında gibi hissediyorum kendimi. geç kalınmış bir öfkeyle kötü sözler savuracak yer ararken vücudumdan dikenleri çıkarıyorum. ama battı çoktan ve yaktı canımı. keşke on sekiz yaşımda daha az korksaydım genel kanılara uymamanın konforsuzluğundan. başıma ne geldiyse rahatıma düşkünlüğümden gelmiştir elbet.

ahşaptan masaların etrafında mandalina soyma mevsimi yerini göç mevsimine bıraktı. mandalina kabuklarını çiğnemek yüzümü pek de buruşturamaz artık. daha acısını az evvel yuttum.
24 mayıs 2022.

II- ve hiçbir falın bana gerçeği söylemeyeceğini anladığımda

küçük, şeffaf bir balonun içinde klostrofobik bir beden
bağıra çağıra balonun çeperlerine saldırırken törpüleyip sivrilttiği kan kırmızısı tırnaklarıyla
onu yırtıp dışarıya çıkmanın parmak uçlarına mâl olacağını anladı
bütün mesele buydu
bütün sakınca bu
yüzünü görüp yanına yanaştığı herkes onu buğulu gördü
bir gün bütün ufak çizikler birikince
iki eliyle ve de tüm gücüyle ayırdı plastiği iki ucundan
dışarıya adım attığı ilk gün kendi dünyasını fethetti
29 kasım 2022.


Benan Çelik

24 Mart 2000 tarihinde İstanbul’da doğdum. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Kazan Kültür ve Tabure Kültür Sanat dergisinde içerik üreticiliği yapmaktayım. Çocukluğumdan beri yazı yazmaya tutkunum; şiir, öykü, deneme, makale, şarkı sözü ve film senaryosu gibi türlerde ürünler veriyorum. Dünyayı sinematik değer uğruna romantize ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir