Edebiyat

Ahmet Ümit ve Masalları

Ahmet Ümit ve masalları hakkındaki incelememiz sizlerle.

Ahmet Ümit’i yazdığı polisiye romanlarıyla tanırız. Peki ya masallar türünde denemeleri olduğunu kaç kişi biliyoruz? Çoğu kişinin bundan bir haber olduğunu fark edince bu kitaplar hakkında bilhassa yazmayı istedim. Çünkü yazar, masal yazmada da oldukça başarılı. Tadından yenmez masal deneyimi için buyurunuz yazarın masal kitaplarının içine. Ama önce yazara yakından bakalım. Türk Edebiyatı’nda nerede konumlanıyor? Neler yazıyor? Bu yazdıklarının temelleri nerelere uzanıyor? Tüm bu soruların yanıtlarını arayalım.

Yazar Hakkında

Ahmet Ümit 1960 senesinde Gaziantep’te doğmuştur. Kamu yönetimi ve Siyaset eğitimi alan yazar, ilk kitabını 1989 senesinde çıkarmıştır. Şiir kitabıyla başlayan yazın yolculuğu 1990 senesinde çeşitli edebiyat dergilerinde yayınladığı şiir ve öyküleriyle devam etti. 1992 senesinde yayınlanan öykü kitabı “Ferit Oğuz Bayır Düşün ve Sanat Ödülü”nü aldı. Yazarın ismini edebiyat dünyasına tanıtan, bu ilk öykü kitabı olmuştur. Ayrıca, Ahmet Ümit yine 1992 senesinde özel bir kanalda yayınlanan polisiye dizinin senaryo ekibinde yer aldı. 1995 senesinde ise polisiye romanları incelemeleri yazmaya başladı.

Öte yandan, yazar 1994 senesinde ilk uzun öyküsünü yazmış ve akabinde 1995’de Masal Masal İçinde kitabını çıkarmıştır. Bu kitap hayli ilgi görmüş, çocuk kitabı olarak okullara ulaştırılmış ve ayrıca Koreceye çevrilmiştir. 1996 senesi itibariyle polisiye türüne ağırlık veren yazarın kariyeri bu hamle ile tamamen değişmiştir. Eserlerinin listesi şu şekildedir:

  • Sokağın Zulası (1989)
  • Çıplak Ayaklıydı Gece (1992)
  • Bir Ses Böler Geceyi (1994)
  • Masal Masal İçinde (1995)
  • Sis ve Gece (1996)
  • Agatha’nın Anahtarı (1999)
  • Kar Kokusu (1998)
  • Patasana (2000)
  • Şeytan Ayrıntıda Gizlidir (2002)
  • Kukla (2002)
  • Beyoğlu Rapsodisi (2003)
  • Aşk Köpekliktir (2004)
  • Baş komiser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü (2005)
  • Baş komiser Nevzat 2: Tapınak Fahişeleri (2005)
  • Kavim (2006)
  • Ninatta’nın Bileziği (2006)
  • İnsan Ruhunun Haritası (2007)
  • Olmayan Ülke (2008)
  • Bab-ı Esrar (2008)
  • İstanbul Hatırası (2010)
  • Baş komiser Nevzat 3: Davulcu Davut’u Kim Öldürdü? (2011)
  • Sultanı Öldürmek (2012)
  • Beyoğlu’nun En Güzel Abisi (2013)
  • Elveda Güzel Vatanım (2015)
  • Kırlangıç Çığlığı (2018)
  • Aşkımız Eski Bir Roman (2019)
  • Kayıp Tanrılar Ülkesi (2021)

Çizer Hakkında

Ahmet Ümit

Özgün çizgileri ile kitaba başka bir boyut katan çizerle kesinlikle tanışmanız lazım: Cem Kızıltuğ. Bu seriyle tanıdığım çizerimiz kitabın masal dokusuna uygun olarak ürettiği görselleri eserle tam bir uyum içinde. Her bölümün başında ve kapakta görebileceğiniz çizimlerde bölümde ele alınan karakterlerin fiziki ve karakteristik özellikleri resmedilmeye çalışılmış.

Grafik mezunu karikatürist ve illüstratör Cem Kızıltuğ ülkenin önde gelen çeşitli yayınevlerinde çizerliğe devam etmekte. Ödüllü çizerin albüm kitaplarının yanında deneme kitabı da bulunmakta. Eserlerinin listesi aşağıdaki gibidir:

  • C’empati; Karikatür Albümü ( 2003, Zaman Kitap)
  • Kediler Kelimeler; Kolektif Albüm ( 2006, Zaman Kitap )
  • Alegorik Gri; İllüstrasyon Albümü ( 2009, Zaman Kitap )
  • Doku; Deneme kitabı ( 2014, Timaş Yayınları )

Kitaplar Hakkında

ahmet ümit

Ahmet Ümit’in annesi çok iyi bir hikâye anlatıcısıdır. Asıl mesleği terzilik olan Fatma Ana, çıraklarına sayısız hikâyeler anlatır, onları eğlendirir. İşte böyle bir ortamda büyüyen yazarımız, çeşit çeşit hikâyeler heybesine atar. Yıllar sonra memleket ziyaretinde anlatılagelen bu hikâyeler gün yüzüne çıkar ve Ahmet Ümit bunları kendi kalemiyle yeniden yoğurmak ister. Önce Masal Masal İçinde‘yi yazar. Sonra Olmayan Ülke‘yi. İlk masal kitabı padişahın yol hikâyesini anlatır. İkinci kitap ise büyü dünyasına açılır. Akıl diyarından büyü diyarına uzanan masalın kahramanları bu sefer iki aşıktır.

Gelin bu hikayelere biraz daha yakından bakalım:

Masal Masal İçinde

Bu kitapta bir padişahın kendini bulma hikayesini anlatır Ahmet Ümit. Hikâyedeki Padişah, kendini övmeyi pek severmiş. Çocukluk arkadaşı olan vezir ona göremediklerini göstermek için diğer köydeki kör adama gitmeyi teklif etmiş. Aslında vezir padişahın yolu olduğunu, öğrenecekleri şeyler için yolda olmayı teklif etmiş. Bu tema çok kıymetli. Çünkü size yakın ve akıllı arkadaşlarınız da sizden aynı şeyi bekler: Yolda olmayı. Hem de en güzeli birlikte yolda olmayı. Çünkü sarayda kalıp kibri yaşayacağına yolda olup bu kibri aşmak daha değerli. Tam burada durup hayatındaki yakın arkadaşlarını düşünmek ne iyi gider!

Yol hikâyeleri, insanların kişisel gelişim hikayelerinde başlıca temalardan biri. Yolda olmak deyimi de ilerlemek anlamına gelir. İlerleyen insan yol alır. Sadece fiziksel olarak değil, ruhen de yol alır. Bu dünyada yapılacak en iyi şey yolda olmak ve sonra belki de daha iyi bir yere varmak değil de nedir? Bu anlamda bu eserin yol hikâyesini olduğunu unutmadan köy köy gezen padişah ve yakın arkadaşı vezirin manevi yolculuklarına şahitlik ediyoruz.

Yol Hikâyelerinden Hikâye Beğen

Padişahın kendisini bulması temennisi ile, bir günlük mesafeyi göze alan bu arkadaşlar öncelikle kör adamın köyüne varırlar. İlk duraklarında kör adamın hikâyesini dinlemek isterler. Çünkü kör adamın yaptığı akıl almaz hareketin izahını merak ederler. Çünkü kör adam her sabah altın yumurtalarından birini satışa çıkarır. Tam alıcısı gelir de yumurtaya sahip olmak istediğinde yumurtayı toz haline getirir ve köylünün üzerine salar. Kör adama gidip hikâyesini duymak istediklerinde kör adam bir şart koşar: Demircinin hikâyesini merak eden kör adam, onun hikâyesine karşılık kendi hikâyesini anlatacağını söyler. Demircinin hikâyesini de müezzinin hikâyesine karşılık anlatacağını söyler, Müezzin ise şapkacının hikâyesini öğrenmek ister. Şapkacı ise tüm hikâyelere karşılık kendi hikâyesini ortaya koyar. Tüm hikâyelere sahip olan padişah sonunda şapkacıya geri dönmek yerine bu kişileri saraya davet eder.

O günden sonra Padişah’ın ülkesi daha iyi yönetilmiş. Yasalardan sevgi, saygı ve adaleti dışlayan tüm maddeler çıkarılmış. Hapishaneler kapanmış, bütün cezalar kaldırılmış. Gökyüzünden, denizden ve topraktan bereket akmaya başlamış. Bahar görülmedik güzellikte renkler, kokularla açan yepyeni çiçeklerle gelmiş, yaz güneşi ürünlerin tadına tat katmış, sonbaharın hüzünlü yağmurları toprağı nemlendirmiş, kışın mavi karları ise doğanın üstünü bereketle örterek onu bahara hazırlamış.

Masal Masal İçinde sf:143

Hikâyenin Sürpriz Bozanı

Bu paragraf hikâyenin sonunu okumak isteyenler içindir. Sürpriz bozulmasın diyenler bu kısmı atlayabilirler.

Nitekim Ahmet Ümit masalın sonunda; açgözlülüğün, paylaşımsızlığın, israfın, sabırsızlık ve kıskançlığın üzerine şekillenen hikâyeleriyle bu insanları padişah yanına gönderir. Böylece padişah bu hikâyeleri ve bu insanların ödediği bedelleri asla unutmayacaktır. Bahsi geçen kişilerin yaptığı hatalar üzerine şekillenen hikâyeleri kabus gibi hayatlarına çökmüştür. Onlar için de padişaha yarenlik etmek onların menfaatinedir. Böylece padişah çevresindeki faydasız insanları gönderir. Hikâyesi olan bu insanlar, padişah ülkeyi yönetirken ona yardımcı olacaklardır.

Olmayan Ülke

… Bu yaratıklar arasında en zeki olanları sadece insanlar ve büyücülermiş. Zeki olmasına zekilermiş ama içleri nefretle doluymuş, öfke doluymuş, kendilerinden başka kimseyi sevmezlermiş. İçlerinden sadece iki tanesi büyücü Rüzgar ve İnsan kızı Su sevmeyi biliyorlarmış.

Olmayan Ülke sf:145

Ahmet Ümit’in bu hikâyesinde bir Akıl Ülkesi’nin bir de Hayal Ülkesi padişahlarının savaşlarına dahil oluyoruz. Yıllar önce dünyayı paylaşamayan bu iki padişahın savaşı her ne kadar geride kalsa da bu iki ülkenin huzura kavuşması hayaldir. Günlerden bir gün bu iki ülkeden iki kişi aşka düşer. Onların hikâyeleri Akıl Ülkesinin padişahının kızlarını evlendirmek için bir davet vermesi ile başlar. Üç kızına kısmet arayan padişahın iki kızının gönüllerinde yatan aslanlar bellidir. Ama en küçük kızı bir eşeğe aşık olur. Bu kabul edilmezdir. Padişah küçük düşmüştür. Küçük kızını cezalandırmak ister ve onu eşekle zindana kapatır.

Küçük kızın gördüğü eşek değil, çok yakışıklı bir gençtir. Bu genç Hayal Dünyası’ndan babasının öcünü almaya gelmiştir. Ama padişahın küçük kızını görmesiyle işler değişir ve aşık olur. Bu karmaşadan kurtulmak için bir planı vardır. Ama kız aşığının şartını yerine getiremez ve prens kendi ülkesine geri döner. Aşık kız ona kavuşmak için gene yollara düşer.

Gene Sürpriz Bozan Zamanı

Gene bir yol hikâyesi anlatılır. Bu sefer aşıkların kavuşması konu alınır. Hayal Ülkesi’nde de kendilerine yer bulamayan ve çeşit çeşit maceralar yaşayan aşıklar kendilerine bambaşka bir dünya yaratırlar: Olmayan Ülke.

Bir varmış, bir yokmuş…

Onlar sevmeyi bildikleri için yeryüzü de onları sevmiş; Venüs ışığıyla yollarını aydınlatmış, onlara daha önce hiç var olmayan ülkenin kapılarını açmış. Onlara mutluluğun tek yasa olduğu bir hayat bağışlamış. Böylece insanlar ve büyücülerin karışımından oluşan yeni bir canlı türü doğmuş. Onlar iyiliği, görev gereği değil, cennete gitmek için değil, cehennemde yanmamak için değil, başkasına hoş görünmek hiç değil, içlerinden geldiği için yaparlarmış. İyilik doğruluk , güzellik onların varoluş nedeniymiş…

Olmayan Ülke sf: 146

Çocuklar İçin Yazmak

ahmet ümit

Çocuk edebiyatı daha önce hiç olmadığı kadar göz önünde artık. Önemi günden güne güne artan bu alt türün amacı çocuklara temiz içerik sunarken aynı zamanda onların hayal dünyalarını geliştirmek. Masallar konusu ülkemizin edebiyat tarihinde çok gerilere uzanmakta. Masallarla büyüyen nesillerden tv, tablet ve sosyal medya platformlarından hikâyeler yakalamaya çalışan bir nesil var artık. Eski usul masalları okutturup yaşatmak ve en önemlisi edebiyatı çocuklar için erişebilir kılmak, yeni nesil çocuk edebiyatı hedeflerinden sayılıyor. Büyük yazarlarımızdan Ahmet Ümit ‘in bu hedefte kalem oynatması neslimizin şanslarından sadece bir tanesi. Büyük yazarlardan amatör yazarlara çocuk edebiyatına katkıda bulunan tüm yazarlarımızın emeği çocuklar üzerinde olsun. Masallar her daim yaşasın…

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir