Edebiyat

Nihan Kaya: Klasik Çocuk Masalları ve Değişim

Nihan Kaya ve çocuk masalları hakkındaki yazımız sizlerle.

Masallar çocukluğun bir parçasıdır. Her çocuğun karşısına, hayatı boyunca yazılı veya sözlü mutlaka masallar çıkar. Çocuğun iç dünyasına açılan kapıdan, dinledikleri, izledikleri ve duydukları sızar. Bu durumda çocuğun önce zihnini ve sonra hayatını düzenleyen aile ve sosyal çevre başta olmak üzere, her türlü dış dünya değişkeni ona yol gösterici olur. Nihan Kaya tüm bunların farkındadır ve yazdıklarıyla uzun zamandır ebeveynlere ışık tutar.

Çocukluk kavramı ile ilgili yıllardır düşünen, okuyan ve yazan Nihan Kaya, ebeveyn hayatına kattığı değer ve bakış açısının yanı sıra, çocuk edebiyatına da eserler kazandırmıştır. Yazar topluma sunduğu değişen paradigmaların öncüsüdür ve her kesime hitap eder. Yetişkin ile çocuk arasında köprü olur. Eleştirel baktığı çocukluk kavramında geçmiş ve şimdi arasında da köprü kurar. Değişen ve ya değişmesi gereken paradigmalardan bahsederken zihinlerde kapılar açar, başka yolların öncüsü olur. Çünkü Nihan Kaya’ya göre iyi toplum, değişebilen toplumdur.

Yazarın değişen öğretilere eleştirel bakmasını klasik masallar üzerinden ele alalım. Klasik masallara alternatif yazdığı Prenses A Uyanıyor ve Sinderella Elbise Tasarımcısı Oluyor kitaplarını ve yarattığı etkileri konuşalım.

Klasik Masallara Hiç Başka Gözle Baktık mı?

Masallar üzerine uzun süredir kafa yoruyorum. Altı yaşındaki oğlumun kütüphanesini düzerken yolumuz tabii ki klasik masallara düşecek ve ben de en azından genel kültür olması açısında bu masalları doğal olarak edinecektim. Ama karakterlerin örnek olmayan hareketleri ve ya kurgudaki aşırı dram yüzünden değiştirerek okumak zorunda kaldığım bu kitaplara mesafem yıldan yıldan arttı.

Geçen ay Müze Gazhane’de klasik masalları konu alan bir atölyeye denk geldim. Etkinlikte Peter Pan masalı üzerinden bir oyun kurgusu vardı. Atölye katılımcılarıyla iletişim ve oyuna dayanan bir atölye gerçekleştirildi. Söyleşi için bir mimar bile dahil edilmişti. Peter Pan masalının sadece özetini ve yazarının hayat hikâyesini dinlediğimde çocuklara uygun olmayan birçok unsurun işin içinde olduğunu görüp hayrete düştüm.

Bir şeyi savunmadan onu anlatmak güçtür. Peter Pan üzerine güzelleme yapılıyordu. Fakat gördüğüm, yazıldığı dönemden, yazara ilham olan ailevi sorunlarına dek oldukça sakat bir hik’ayenin çocuk masalına konu edilmesiydi. Evet, Peter Pan bir çocuk masalı değildi, yetişkinler için yazılan bir roman, çocuklara eğlence diye olsun diye sadeleştirilip çocuk edebiyatına mal edilmişti.

Klasik Masallardan Peter Pan Örneği

Peter Pan’ın aklımda kalan en belirgin özelliği, çocukların akşamları odalarına izinsiz girip onları Olmayan Ülke’ye kaçırması ve ne hikmetse yaşının hep aynı kalmasıydı. Olmayan Ülke’de sözde özgürleşen çocukları tehdit eden ilk başta korsanlar sonra onları kovalayan Kızılderililerdi.

Şimdi hikâyeyi buraya getiren etmenlere bakalım: Olmayan Ülke, yemyeşil güzelliği ile aslında İngiltere’yi temsil eder. Korsanlar da ada ülkesi olan İngiltere için sıkıntıdır. Korsanları üzen Kızılderililer asıl tehdit gibi gösterilse de aslında Kızılderilileri barış içindeki topraklarından sürenler Avrupalılardır. Yani çocuk masalına konan bu tehdit öğesi, bir tür günah çıkartma değil de nedir?

Bir türlü yaş almayan Peter Pan ise yazarın ailevi travmasıdır. Yazarın ağabeyi ölür ve annesi depresyona girer. Yazarın cücelik anomalisine sahip olması ve yaşını göstermemesi nedeniyle annesinin psikolojik zaafı ile ağabeyinin yerine konan bir metaya dönüşmesinin izleri hikâyede seçilir.

Hikâye hakkında başka bir sakınca da Peter Pan’ın odalarına gizlice girip çocukları kaçırmasıdır. Mahremiyete ters düşen kaçırma gibi bir eylemi çocuk masalında okumak büyük bir talihsizliktir. Atölyede büyüme konusu bir türlü büyüyemeyen Peter Pan üzerinden açıklandı. Ve bunu yaparken kaçırılan çocukları örneklemek masalı eksiltti.

Oysa Viktoryen dönemi gibi sıkıntılı bir İngiltere’de yazılan kitabı, dönemi içinde ele alıp masalı çocuk masalı olarak basmak yerine yetişkin kütüphanesine mal etmek en doğrusuydu. Çocuk edebiyatı umut vermelidir. Ülkenin Kızılderililere karşı günah çıkarması ve ya yazarın çocukluk travmalarının izlerini sürmek çocuğa umut değil hatalı öğretiler sunacaktır.

Nihan Kaya ve Masallar

Nihan Kaya, “Yetişkinlere anlattıklarımı aslında çocuklara da anlatabilirim,” fikriyle çocuk edebiyatına girer. Çok da iyi yapar. Bir süredir masallar için kafamda dönüp duranlara tercüman olur.

Prenses A Uyanıyor ve Sinderella Elbise Tasarımcısı Oluyor kitaplarıyla tanıştığımda aradığım alternatif masalların bunlar olduğunu gördüm. Bu kitaplarda Nihan Kaya, klasik masallara konu alan masal karakter ve kurguları masaya yatırıyor. Bu masallardaki sakat fikirleri tek tek ele alıyor. Bunun yanında, masalları bozup eklemeler yapıp yepyeni masallar yaratıyor. Gelin, bu masallara beraber göz atalım. Bundan sonrası kitapları okumayanlar için sürpriz bozan içerebilir. Lakin sürprizleri bozmadan derinlere inmek imkânsızdır. Bu durumda masalları doğru anlamak için onları yazıp bozmak artık normalleşebilir.

Prenses A Uyanıyor

Kitabı kapağında “ben tek, siz hepiniz” teması göze çarpar. Prenses A üstünde gelinliği, sırtında kırmızı pelerini ve elinde kitabıyla kapaktan bakar. Arkasını döndüğü erkeklere karşın hafif bir gülümseme ile bize gözlerini dikmiş, anlatacakları olduğunu hissettirir. Kitabın çizeri Soner Atılgandır. Çocuk masalı olduğu için renkler ve çizimler birbirini kovalar, kitap boyunca ahenkle metne eşlik eder.

Masal oldukça tepkili bir açılış yapar. Uyuyan güzel, onu öperek uyandıran prensi yaptığına utandırır. Tanımadığı birinin onu öpmesinden kaynaklanan rahatsızlığını dile getirir. Uyanınca üzerindeki gelinlikten ve ona içirilen uyku ilacından haberi olur prensesin. Gelinliğin yerleri süpüren duvağı ve eteğini kısaltır hemen. Çünkü hareketini engelliyordur. Onu öptüğü için prensle evlenmesi gerektiğini söylerler, karşı gelir.

Uzayan saçlarını kuleden uzatıp prensin inmesinin gelenekten olduğunu söylerler, direnir. Sonra bunların hepsinin ormandaki canavar yüzünden yapmasını gerektiğini ifade ederler, sorgular. Prensese canavarın lanetinden bahsederler. Bu lanete göre bu canavar ülkedeki kızları, öpüldükleri prensle evlenmezlerse, deniz kızına çevirmektedir. Prenses ise canavarın kızların belden aşağısıyla ilgili sorunu öğrenmek üzere, prensin özür dilemek için verdiği beyaz atı alıp ormana gider.

Buraya dek ciddi bir sistem sorgulamasına girer Prenses A. Bunu gelenekleri dayatan herkese karşı, mantık- çıkarım doğrultusunda yapar. Kızların mahremiyetinden ve geleneklere karşı geliştirmeleri gereken duruştan bahseder aslında. Prenses kendini her ifade edişinde okuyanı bir uyanışa davet eder. Bu yüzden kitabın başlığı Prenses A Uyanıyor. Aslında prenses uyandırılıyor ve sonra sisteme karşı çevresindeki herkesi bir uyanışa davet ediyor.

Prenses A’nın Ormanda Ne İşi Var?

Kitabın ikinci bölümüne geçmeden önce Prensesin anneanesinin de ormanda yaşadığını öğreniyoruz. Anneannesine güvenip ormana canavarı bulmaya gitmiyor prenses. Ülkedeki kızların kaderini, düşlerini değiştirebilmesi için bir bakış yaratmaya gidiyor. Ormanda ise Robin Hood ile karşılaşıyor. Zenginden alıp fakire vermekle övünen Robin Hood’un derin yalnızlığını keşfediyor. Hikâyeye göre bir prensesi öperek uyandırdığı için onunla evlenmek zorunda kalan Peter Pan’ın da işi zordur. Burada evlenmeye hazır olmayan ama zorla evlendirilen bir erkek profili örneği vardır.

Kitabın son kısmında prenses ejderha ile karşılaşır. Burada da çocukların varlığı ile anlamlı bir hayata sahip olan ama aslında yalnız bir ejderha konu edilir. Tam burada varlık sorunu çeken ejderha yerine, oturduğu yerden saygı bekleyen yaşlı profili görmeyi ummuştum. Normalde korktuğumuz ama aslında yarattığı yersiz kaygı ile ejderha modelinin, geçmiş dönem yaşlıların saygı ve öfke problemine parmak basmasını bekledim. Bunun yerine çocukların ejderhalarını kendi kendilerine yarattığına vurgu yapılmış. Bu da çocuk okuması için altı gayet dolu bir gönderme olmuş.

Sinderella Elbise Tasarımcısı Oluyor

Bu hikâyede ise Prenses A kadar çok karakter ve ya hızlı bir kurgu yok. Ama gene bir başkaldırma, klasik masalı bozup yeniden yazma söz konusu. Sürpriz bozanlar olduğunu önceden haber verip yazımıza devam edelim.

Sinderella ev işi yapmak ve ya küllerin içinde uyumak istemez. Bunları onur meselesi haline getirir. Bu işleri para karşılığı, hizmetçi olarak yapmak ister. Külkedisi ismine veda eder ve kendi ayakları üzerinde durur. Sinderellanın üvey annesi onu dışarıya karşı uyarır. Oysa evin içi Sinderella için daha kötü bir seçenektir. Güvenliğine karşı hayatını ve onuru söz konusudur.

Sonrasında masalın orjinalinde olduğu gibi prens için sarayda bir balo tertiplenir. Bu kısmet bulma oyunu Sinderellanın merceğine girer ve bu etkinliği eleştirir. Sadece eğlenmek için baloya gitmeyi düşünen karakterimiz kendi kıyafetini diker, üvey annesinin tehditlerine rağmen o baloya gider. Zaten üvey annesi onu engelleyecek güçte değildir. Kendi parasını kendi kazanan Sinderella’ya istediğini yaptıramamaktadır. Sinderella’ya kızgın olan bir üvey annesi değildir. İyilik perisi gelip ona bir iyilik yapmaya baloya göndermek ister. Ama ortada yapacak bir iyilik kalmayınca ona sitem eder. Ona göre eğer Sinderalla acele etmeseydi zaten onu o hayattan kurtaracağını ve bu güçlü duruşunun erkeklere çekici gelmeyeceğini söyler. Nitekim bunlar Sinderella’nın umurunda değildir.

Sinderella Kız Başına Ayakta

Sinderella kendi seçtiği renkte, kendi diktiği elbise ile baloya katılır. Tüm gece prensle dans eder ama tek bir kelime geçmez aralarında. Partiden ayrılma saatine de kendi karar verir. Ayrıca prensi de oldukça sıkıcı bulur.

Sonrasında prensin şehirde onu fellik fellik aramasına anlam veremez. Saatlerce dans ettiği insan onunla tek kelime etmediği gibi üstüne yüzünü dahi hatırlamıyor olması prensin problemidir. Başka bir parti daha verilir. Bu sefer balodaki herkes Sinderella’nın bir önceki kıyafetini taklit eder. Prensle dans etmek isteyenler gene tek tip giyinmişken Sinderella siyah bir kıyafetle katılım gösterir. Bu sefer partide Mose isimli bir terziyle tanışır. Gece boyunca onunla dans ve sohbet eder. Sonrasında birlikte iş yapmaya karar verirler. Elbise tasarımcısı olarak Mose ile çalışacaktır.

Fakat iyilik perisi peşini bırakmaz Sinderella’nın. Masalda ona gelenekler ve kalıplardan bahseden karakterler hemcinsleri olan iyilik perisi ve üvey annesidir. Sinderella’nın başındaki bu kadınlar sürekli onun eteğini çekiştirir durumdadırlar. Sonuçta hayatına bir yön vermek isteyen kız çocuğu için hayatı zorlaştıran gene yakın çevresidir. Tanıdık geldi mi?

Masalın sonunda Sinderalla prensin askerleri tarafından tehdit edilir. Prensle evlenmesi gerektiği konusunda baskıya uğrar ve şimdiki iyi halinin prens sayesinde olduğunu söylerler. Sinderella ise bunu kabul etmez.

Masalların Mutlu Sonları

Her iki masal da mutlu sonla biter. Ama bu sonlar masaldaki baskın karakterlerin değil, asıl karakterlerin aldığı yollar ile çizilir. Çocuklara masalların söylediği, gelenekten kopmadan, ailenin sözü dinleyerek yol alınması gerektiği üzerinedir. Ama çocuğun iradesini kıran bu eski yaklaşım, hayatını kuracak çocuğa artık ayak bağıdır.

Masallar, yeni dönem itibariyle, okuyana ufuk olmalı ve kapı açmalıdır. Paradigmalar değişmelidir. Bu değişim önce aileden başlamalı sonra topluma mal olmalıdır. Yazarın yapmaya çalıştığı, değişim üzerine toplumdaki setleri yıkmak için hem yetişkine hem de çocuğa ulaşmaktır.

Çocuğa yapılan yanlışları uzun uzun kitaplarında ele alan Nihan Kaya, mikro boyutta hareket için çocuğa ulaşmayı da görev bilmiştir. Değişim kişiden başlayacaksa, çocuk önce neyin içinde olduğunun farkına varmalı ve çevrelendiği gelenek çemberine eleştirel bakabilmelidir. Bunu yaparken bir masal olsun çocuğun elinden tutsa, çocuk edebiyatı üstüne düşeni layıkıyla yerine getirebilecektir. Çünkü değişim kaçınılmazdır. İnsan hayatı ise dayatılanlardan çok daha fazlasıdır.

Çocuklarımıza okuduğumuz masallara bir de bu gözle bakalım. Faydalı ve ufuk açanları önlerine koyalım. Bu konuda bilinçli ve seçici olalım. Sonuçta ağaç yaş iken eğilir.

Kaynakça

Prenses A Uyanıyor, 2021, Nihan Kaya, Eksik Parça Çocuk Yayınları, İstanbul

Sinderalla Elbise Tasarımcısı Oluyor, 2021, Nihan Kaya, Eksik Parça Çocuk Yayınları, İstanbul

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

One thought on “Nihan Kaya: Klasik Çocuk Masalları ve Değişim

  • İKBAL KAYNAR

    KUTLARIM,YENİ BİR UFUK AÇTINIZ ESKİ KAFALARA.BEN LİSE DE ÖĞRETMENLİK YAPTIM,ÇOCUKLARI ÇOOK SEVİYORUM AMA KÜÇÜKLERE ÖYKÜ, MASAL YAZMAK BENİ KORKUTUYOR.SİZE AONSUZ BAŞARILAR DİLİYORUM.İKBAL KAYNAR

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir