Edebiyat

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?: İlber Ortaylı Klasiği

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? hakkında detaylı bir inceleme sizleri bekliyor.

Tarihçi ve düşünür İlber Ortaylı‘dan toplumu inşa ederken bireysel gelişim adına bir hizmet daha: İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?

Öncesinde 2019 senesinde Yenal Bilgici ile söyleşi tarzında ilk kitabı “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?” kitabının ardından, yazarın kendini inşa etmenin yollarını gösterdiği kitabı raflarda. Gene deneyim, gene birikimin konuştuğu kitap, topluma hizmet misali okuyana kendini gerçekleştirmesi için yollar, yöntemler ve bakış açıları sunuyor.

Öncelikle İlber Ortaylı ve Yenal Bilgici’yi tanıyalım sonra da kitabın içine bir yolculuğa çıkalım:

Yazar ve Söyleşi Hakkında

Yazar, akademisyen ve tarihçi İlber Ortaylı, 1947 Avusturya doğumludur. Kırgızistan’ın asil ailelerinden Karaşay Ailesi’nden gelen annesi Şefika Ortaylı akademisyendir. Kırımlı olan babası Kemal Ortaylı ise uçak mühendisidir.

Kırım tatarı olan İlber Ortaylı, o iki yaşındayken ailecek Türkiye’ye göçmüşlerdir. Avusturya Lisesi’nde ilk ve orta öğrenimini tamamlamış sonrasında Ankara Atatürk Lisesi’nden mezun olmuştur. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih ve Coğrafya Bölümü’nü bitirdiğinde sene 1970’dir.

Sonrasında Chicago Üniversite’sinde Halil İnalcık ile yüksek lisans çalışmaları yapmıştır. 1974 senesinde ise doktor unvanını almıştır. Ardından 1982 senesinde siyasi ortamdan ötürü görevinden ayrılmıştır. Bu sırada yurtdışında akademik çalışmalarına devam etmiştir. 1

989’da Türkiye dönüşünde profesör olmuş, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevinin yanında Galatasaray, Bilkent ve MEF Üniversitelerinde dersler vermiştir. Bu akademik görevlerinin yanında Topkapı Müzesi müdürlüğü yapmış, çeşitli tarih ve kültür platformlarına üyeliği ile katkıda bulunmuştur. İlber Ortaylı Almanca, Fransızca, Farsça, İtalyanca ve Rusçayı ileri seviyede bilir. Latinceye ise iyi seviyede hakimdir.

Yenal Bilgici ise 1979 senesinde İskenderun’da doğmuştur. Siyaset Bilimi eğitimi almış bir gazetecidir. Siyaset, tarih ve kültür üzerine röportajlar yapar ve blog yazar. Doğan Kitap’tan “Memlekette Tuhaf Zamanlar” başlıklı bir kitabı çıkmıştır.

Kitabın İçine Doğru

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? dokuz bölümden oluşuyor. Bu bölümler okuyanının kendini inşası anlamında basamak görevi görüyor, yol haritası çiziyor. Bu bölümler şu şekilde:

  1. İnsan Kendini Nasıl İnşa Eder?
  2. Yetenek Nedir? Nasıl Kullanılır?
  3. İdam-i Hayat Nedir ve Neden Önemlidir?
  4. Zor Zamanlarda Nelerden Güç Alırız?
  5. Toplum Kendini Nasıl Devam Ettirir?
  6. Eğitimden En çok Nasıl Fayda Sağlanır?
  7. Etrafa Bakma Sanatı Nedir, Nasıl Öğrenilir?
  8. İlhamı Nerede Arayacağız?
  9. Umudumuzu Nasıl Koruyacağız?

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? kitap bölümlerini oluşturan sorulara verilecek cevaplar, hayatı yaşama sanatı adına çatı sağlıyor. Diğer yandan kitap okuyana kişisel gelişim vaat etmiyor. Fakat toplumun yükselmesi için bireysel küçük adımların değerini ve çabanın üstünlüğüne vurgu yapıyor.

Bu çaba insan yetiştiren okullarda çok önemli. İşte akademisyen kimliği ile okullarda yaratılan kültür ortamına da katkı sağlamaya çalışıyor İlber Ortaylı. Böylece herkesi, talebesi gibi karşısına alıp kendini inşa konusunda taktikler veriyor.

İlber Ortaylı’nın verdiği bu tavsiyeler önceki kitabından beri tepki alan bir tarafı da var. Bunun sebebi olarak İlber Ortaylı’nın büyüdüğü aile ortamının elitist ekole yakın olması gösteriliyor. Kültür denen olgunun aileye mahsus olduğuna inanan ve içten içe bu konuda bireysel ve hatta toplumsal eksiği hisseden bireyler bu eleştiriyi yapıyor.

Eleştiri yerine kitabın işlevselliğini deneyimlemek yerinde olacağını söylüyor ve eserden alıntılarla bu kültür ve bakış açısı alışverişine sizleri de davet ediyoruz.

Birinci ve İkinci Bölümler

“İnsan Kendini Nasıl İnşa Eder?” ve “Yetenek Nedir? Nasıl Kullanılır?” bölümlerinde okuyana içe bakış kazandırmaya çalışan bir tavır seziliyor. Bu bölümlerden önce verilen önsöz ve sunuş bölümlerinde iyi bir zaman mühendisi olmanın (sf: 9) yaratacağı farktan ve mutluluğun bir görev olduğu (sf:11) konularına değiniliyor.

Hayatın kısa olmasının yanı sıra bir şey yapmamak içinse çok uzun olduğu konusu farkındalık çarklarını çalıştırmayı amaçlıyor. İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? çıtayı düşürmeden yaşamanın ayrıcalığı ve gerekliliği konusuna sonra dönmek üzere bahsi kapatıp birinci kısma geçiyor.

Birinci kısımda yollar ve hedefler ele alınıyor. Sonrasında zamanı yönetmek ve odak konuları arkasından geliyor. İnsanın talihinin mimarı olduğu ve dinamizmi koruyarak kesinkes her gün yol alması gerekliliği konuşuluyor. Antik Dünya ve Ortaçağ’dan yirmi klasik önerisiyle noktaladığı bölümde beni en çok yakalayan alıntı ile diğer bölüme geçiyorum:

Bir insanın kendini inşa etme faaliyeti hiç bir zaman bitmez. Başarının temelinde natamamlık, tam olmamışlık duygusu yatar. Ancak natamam hissedersen daha çok konsantre olur, püf noktası ararsın. Arayışın her zaman devam etmesi gerekir.

Sf:36

İkinci kısımda ise yeteneklerin insan hayatına nasıl yol verebileceği konusu ele alınıyor. Dil öğrenmenin, etkili konuşmanın, zanaat sahibi olmanın insan hayatında nelere yön verir, detaylı bir soru-cevap ile yer alıyor. Merakın doyurulması, zihin gelişimi ve planlı yaşam arasındaki bağa da dikkat çekiliyor.

Yetenek üzere çalışma bir hedefe, plana programa bağlanmalıdır. Bu dört adımdır: merak etmek, keşfetmek, çalışmak ve planlamak.

Sf: 66

Bölüm İlber Ortaylı’nın kitaplığından seyahatnameler seçkisi ile bitiyor.

Üçüncü ve Dördüncü Bölümler

Mutluluğa hiç görev olarak baktınız mı? İlber Ortaylı mutluluğun hak ve görev olduğunu iddia ediyor. Nitekim bu açıdan bakınca mutluluğu arayıp bulamayan son dönem romantiklerine de bir çıkış yolu gösteriyor.

Sonuçta bu sizin göreviniz, diyerek kişilerin miskince oturduğu yerden mutluluğu bekleme pratiğini eleştirip herkesi harekete geçmeye çağırıyor.

Dünyaya mutlu bakmak, mutlu olmak, insanların hakkı ve görevidir. Hayata iyi bakacaksanız, her zaman bir çıkar yol yol araştıracaksınız, olayları iyi yönünden görmeye çalışacaksınız. Bu “Eleştirilerinizi yapmayın, itirazdan kaçın,” anlamına gelmez ama sağlıklı düşünmek için de iyimserlik gerekir.

Sf:89

Harekete geçmek, iyimserlik üzerine bir deyiş çünkü insanın yol alması ama kendini o koltuktan kaldırması için güzel duygulara ihtiyacı var. Enseyi karartmayı eleştiren yazar, kötülükten beslenmenin faydasızlığını anlatıyor.

Nitekim mahalleden topluma herkesi kapsayan bir yerellikte ele aldığı bu mutluluk-mutsuzluk konusunun geldiği yer üretmektir. Sonuçta iyi duygular üretmenin yolunu açar ve bu hem bireysel hem de toplumsal bir olaydır.

Üçüncü bölümde mutluluk hak ve görevinden, espri yapma ve kaldırma meselesinden; cesaretten şüpheye çeşitli konularda ışık oluyor. Bölüm, yazarın not defterinde alıntılarıyla bitiyor.

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? kitabının dördüncü bölümünde ise insanın zor zamanlarda nelerden güç aldığı konusu var. Bunun için sosyal hayatı ve kendi başınalık gibi ayaklar öneren yazar, sosyal hayat için de bir takım ipuçları veriyor:

Kardeşinize karşı nasıl sorumluysanız dostunuza karşı da sorumlusunuz. İnsan ancak dostlarıyla ayakta kalır ama hakiki ve ebedi dostlarıyla. Hayatın anlamı da budur. İnsanın insana sahip çıkması, yardım etmesi kadar değerli şey azdır. Bunun mümkün olmadığı yerlerde, insanlar bir bakıma esaret altındadır.

Sf:118

Beşinci ve Altıncı Bölümler

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? kitabının beşinci kısmında toplumun kendini devam ettirmesi üzerinde mikro düzeyde bireye düşen zihniyete şekil verme üzerine notlar var. Çünkü kitabın asıl amaçlarından biri toplumu şekillendirirken kişiyi de şekillendirmek.

Bu bölümde bireyin hedeflerine giden yolun devletin sunduğu imkanlar olduğunun altı çiziliyor.

İnsanların ayakta durabilmeleri, derli toplu yaşayabilmeleri için sistemin bazı şartlarını hazırlanması gerekir. Eğer bunları üretilemiyorsa o toplum ve o sistemden artık hayır gelmez. Büyük bir çöküntü ve kriz başlar.

Sf: 145

Ayrıca Türkiye’deki suya sabuna dokunmayan bakış açısının bedellerini anlatırken bunun değişmesi gerektiğini söylüyor:

Türkiye’de kritik yoktur, çünkü bir defa Türkler halen kasabalı zihniyeti ve itiyadındadır. Kimsenin tavuğuna kışt demeyelim derler, Sırça Köşkte oturuyorum, el aleme taş atmayayım derler. Bu kafa efrada ve etrafa pek bulaşmaz. O zaman da toplum ilerlemez.

Sf:163

Eğitimden en çok nasıl fayda sağlanır, başlıklı bölümde ise çocuğun kabiliyetini eğitim konusu yapmanın gerekliliğini anlatmış. Uzaktan eğitimin faydasızlığını, eğitimin boşalan içeriğini ve torpillin konunun içini nasıl boşalttığını anlatır.

Çok disiplinli düşünmenin değerine dokunurken ve karşı düşünceleri öğrenme ve tahammüle yönlendirir okuyanı. Çocuğu eğitiminde onu etraflıca anlama sorumluluğunu aileye verir. Bu da ancak çocukla ilişki kurmakla mümkün olur.

Bölüm sonu Roma-Bizans tarihine dair 15 önemli kitap önerisi ile kapanır.

Yedinci, Sekizinci ve Dokuzuncu Bölümler

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar? kitabının bu son bölümlerinde ise etrafa nasıl bakılır, gördüklerimizden nasıl istifade edilir, ilham nerelerde aranır ve en sonunda umudumuzu nasıl koruyacağız konuları üzerinde duruluyor.

Yedinci Bölümde insanın çevreyle kurduğu ilişkinin olması gereken niteliği anlatılıyor ki bu entelektüel anlamda insanın kendini geliştirmesi için bir fırsat. Bu gibi bir anlatımı ancak bu şekilde bir hayatı yaşayandan öğrenebilirdik.

İnsanoğlu dünya ile arasındaki bağı kurmak zorunda. Ama pek çok kişi kendisinin kainatın içinde olduğunu hem kainatla hem de diğer insanlarla, canlılarla bağlantılı bir yaşam sürüdüğünü bilmiyor, görmüyor.

Sf: 208

Yaşamın felsefesi olan bu kısımlar bu hayatı nasıl yaşamamız gerektiği hakkında bize bir çerçeve aslında. Hatta kitap okumanın nasılını bile masaya yatırıyor. Sonrasında bölüm sonu enfes bir İstanbul rotası bizi bekliyor.

Sekizinci bölümde ise ilham konusu yer alıyor. Bu yüzden tarih bilgisi ve bellek oluşturmanın önemi ortaya çıkıyor. Neyse ki tarihimizde bize ilham verecek çok isim var.

Son bölümde Türkiye şartlarında toplumsal ve siyasi çeperde nasıl umudumuzu kaybetmeden yaşarız, ona değinmiş yazar. Bakış açımıza yenilerini ekleyerek okuduğumuz, birikim kazandırmayı, kültürlenmeyi amaçlamış bu kitabı, eğitim durumu ve aileden bağımsız şartları pozitife çevirmek, yapılmış bir kitap dolusu teklifler dizisi adeta.

İster al, ister alma, deme lüksü yok kimsenin, herkes faydalanmalı bu öğretilerden. Nitekim salt kendimiz için değil ülkemiz için de adımlar atmalıyız. Sonuçta evrensel düşünmeli, yerel kimliğimize yaptığımız katkıyı tüm insanlara genelleyebilmeliyiz. Bir an için belirdiğimiz dünyada insan ortaya ne koyarsa kar.

Peki, sizce insan geleceğini nasıl kurar?

Kaynakça

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?, 2022, İlber Ortaylı, Kronik Kitap, İstanbul

E. Nihan Acar

Multi-disiplinli bir alanda akademik arayışını sürdüren bir fenci- sosyolog olarak, peri masallarına ve bilime aynı anda inanan bir edebiyat hayranıyım. Fantastik ve bilim kurguya bayılırım. Üretkenliğimi sınadığım görsel tasarım, müzik ve sahne sanatlarından sonra edebiyat kıtasında arayışıma devam ediyorum. Kendimi bildim bileli okuyor ve yazıyorum. Online ve yazılı edebiyat platformlarında yayınlanmış kitap analizleri, inceleme ve öykülerim mevcut.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir