Sinema

HollyBlood: Bir Vampir Parodisi

HollyBlood hakkındaki incelememiz sizlerle…

Bugünkü yazımızda parodi bir yapım olan HollyBlood filmi ile sizlerleyiz. Malumunuz, hayli geniş bir kitleye hitap eden vampir filmleri oldukça dikkat çekmekte. Özellikle genç izleyiciler tarafından, hem kitapları hem de filmleri bir hayli rağbet görüyor. Ama şimdi bahsedeceğimiz film, bunlardan biraz sıyrılmakta. Nasıl mı?

HollyBlood, vampir filmlerinde sıkça gördüğümüz klişeleri alaya alarak kendine has bir işlev sunuyor. Fakat bu parodi göndermeleri, oldukça az kısımda kullanılıyor. O zaman izlemeden önce gelin birlikte bir vampir eleştirisi sunan HollyBlood‘a göz atalım.

2021 yapımı olup 2022 yılı itibariyle seyircisiyle buluşan filme, Netflix platformu üzerinden ulaşılıyor. HollyBlood‘ın yapımcılığını Netflix’in üstlendiğini de söylemiş olalım. 1 saat 28 dakikadan oluşan film, komedi türünde yer alıyor. Tabii ne kadar güldürdüğü ayrı bir tartışma konusu. Ona da yazımızın devamında değineceğiz.

Yapımın oyuncu kadrosunda Jordi Sánchez, Piero Méndez, Carlos Suárez’in yanı sıra Óscar Casas ve Isa Montalbán yer alıyor. İspanya menşeili olan filmin yönetmenliğini İsa Jesús Font üstleniyor. Son olarak filmin senaryonu ise Jose Perez Quıntero’nun kaleme aldığını da belirtelim.

Vampirler Alemi

HollyBlood

Sinemanın icadından bir süre sonra ve günümüze değin doğaüstü varlıkların olma ihtimali üzerine bir sürü film mevcut. (Bknz. Her Şey Yok Olur) Ruhlar, uzaylılar, periler vs. Tabii gizem oranı arttıkça epey bir dikkat çeken türler haline geliyor. Böyle olunca da yaratıcılık konusu kaçınılmaz oluyor.

Bu sinema dünyası için son derece önemli bir durum. Hayal kurmak ve yaratıcılık. Vampir kavramı da tam da bu tarzda bir üretim. Böylelikle vampir unsurunu ele alan filmler; gizem, ruhaniyet ve vahşet içeren muhteşem bir anlatı tarzı oluşturuyor. Peki neden sevdik biz bu vampirleri?

Öncelikle izlediğimiz tüm vampirler oldukça cezbedici güzellikte. Ölümsüzlük duygusu ve macerayı da unutmamak gerekir. Tüm bunların arasına ölümlü ve ölümsüz arasına aşkı koyduğumuzda tadından yenmiyor. HollyBlood ise bu saydıklarımı tiye alarak parodisini yapıyor. Hatta Alacakaranlık serisine ince göndermelerle klasik vampir imajını alaya almaya çalışıyor. Bunu kısmen de başardığını söyleyebiliriz.

Artık HollyBlood‘ın hikâyesin ufaktan giriş yapalım. Filmde bir lise öğrencisi olan Javi, sevdiği kıza bir türlü açılamamakta. Okulda oldukça pasif bir profil sergileyen Javi, başka taktikler bulma yoluna gidiyor. Böylece sevdiği kız olan Sara’yı etkilemeye çalışıyor.

Aslında ilk başta o niyetle yola çıkmasa da olaylar karmaşık hale geliveriyor. Gayet masum bir şekilde Sara’yla internet üzerinden sanki kız arkadaşıymış gibi yazışmakla başlıyor her şey. İlk başlarda bu durum normal seyrinde ilerliyor. Tabii bu sırada Javi, okulda Sara’yla olan ilişkisini de tuhaf rastlantılar sayesinde adım adım ilerletiyor. Fakat Sara’nın aklı bir türlü ulaşamadığı Vampir Azrail’de.

Adeta onun için takıntı haline gelen bu vampir sevdasının iç yüzünde de başka nedenler yatıyor. İlk başlarda bu takıntıya klasik gençlik havası desek de gerçeği sonradan anlıyoruz. Vampir Azrail ise başlı başına bir muamma.

Hikâyeye göre bu vampir, çok eski tarihlerden bu yana insanların arasında dolaşıyor. Fakat teknolojinin hakimiyetiyle birlikte o da sırra kadem basıyor. Ta ki 1984 yılında lisede okuyan bir grup gencin yaşadığı olaya kadar.

Vampir Azrail de Kim?

HollyBlood

Filmin açılış sahnesi okulda başlıyor. Aslında bu sahne olayları başlatan bir gösteri. Okulda Javi gibi sessiz bir karakter olarak dalga geçilen kıvırcık lakaplı liseli genci görüyoruz. Arkadaşları tarafından koridorda yakalanıp dalga geçiliyor. Gençlerin şaka yaptığı bu olayda kıvırcık, havuzda boğularak ölüyor ve orda Vampir Azrail beliriyor.

Bu zorbalık yapan üç genci öldürerek kıvırcığı vampire dönüştürüyor. Böylece herkes sırra kadem basarak ortadan kayboluyor. Bu kısa geçmiş bilgisinden sonra hikaye günümüze taşınıyor. Javi’yi okulda Sara’ya sırılsıklam aşık halde görüyoruz. Karakter olarak sessiz sakin bir imaja sahip. Haliyle pek de ön planda değil. O yüzden hoşlandığı kıza açılamayıp sadece uzaktan bakmakla yetiniyor.

Tabii Sara’ya sadece Javi ilgi göstermiyor. Çok önceden bu yana tanıştığı Borja da peşinde ve Sara’yla sevgili olmak için elinden geleni yapıyor. Javi’nin aksine kavgacı ve sürekli ön planda bir tip. Klasik gençlik filmlerinde görülen okulun belalı tayfasının lideri konumunda. Sara Javi’yle konuşmaya başladıkça Borja daha da saldırgan hale geliyor.

Böylece Javi ile Borja’yı düşman iki karakter olarak görüyoruz. HollyBlood‘da ön plana çıkan bir başka karakter ise Diego. Dieogo karakteri, film boyunca ölen gençlerin intikamını almak maksadıyla Azrail Vampirin peşinde. Tabii bu durumu an be an sosyal medyadan takipçileriyle paylaşıyor.

Filmin komedi kategorisi olarak konumlandırırsak güldürmese bile bu görevi Diego’ya vermişler gibi bir durum mevcut. Diğeri ise Javi’nin babası olarak seyrettiğimiz Fernando. Bu karakter ise karısı tarafından terkedilmiş Javi ile kendi halinde yaşayan bir baba. Açıkçası film boyunca gülebileceğiniz tek karakter de o. Oğluyla olan diyalogları ve onu anlama çabası gayet de tebessüm ettiriyor.

Tekrar Javi ile Sara’ya dönelim. Ünlü bir vampir filminin galasında olayların seyri iyice değişmeye başlıyor. Gençlerin akın ettiği o gecede Sara, Azrail Vampir ile karşılaşma derdinde iken Javi de Sara’nın peşinde. Film çıkışı yaşanan olaylar ise Javi’nin ekmeğine yağ sürüyor. Ağır metallerden oluşan pano Sara’nın üzerine devrilecekken Javi müdahale ediyor.

(Yazının devamı filmin sonu hakkında tat kaçırıcı detaylar içermektedir.)

Olaylar Olaylar

HollyBlood

Böylece Javi, herkesin gözü önünde Sara’yı kurtarıyor. Haliyle Sara, bu olağanüstü gücün sadece vampirde olabileceğini düşünüyor. İlerleyen zamanda kuru sıkı kurşunun Javi’ye işlememesi ve daha nice rastlantı Sara’nın gözünde Javi’yi kesin bir vampir yapıyor.

Açıkçası Javi için her şey altın tepside sunuluyor da diyebiliriz. Böylece kahramanımız, sevdiği kızla bu yalan sayesinde bir hayli güzel zaman geçiriyor. Bu süreç içerisinde vampir gibi görünme gayreti de sürüyor. Bu kandırmacaya oğlunun ısrarları nedeniyle babası Fernando’da dahil oluyor. Aslında Sara’nın böyle basit bir yalana kolayca kanması da hiç normal değil. Fakat ilerleyen zamanlarda neden bu kadar Vampir sevdalısı olduğunu da öğreniyoruz.

Bir başka karakter olan Carmen’i ise HollyBlood boyunca tekerlekli sandalyede görüyoruz. Carmen de başka bir sorunlu karakter. Arkadaşına ayrı bir hassasiyeti var ve yanına kimsenin yaklaşmasını da istemiyor. Haliyle bu kıskançlıktan Javi de nasibini almakta. Sara’nın körkütük inandığı vampir yalanına Carmen, bir türlü inanmıyor ve onun foyasını ortaya çıkarmaya çalışıyor.

Ama hepimizin bildiği gibi yalancının mumu da bir yere kadar yanıyor. Sara’nın vampir arayışı gerçek vampirin dikkatini çekiyor ve o da onlarla aynı okula kayıt oluyor. Yani bir nevi kendi okuluna. Nasıl mı? Hikâyenin başında gördüğümüz kıvırcık lakaplı genç aslında Azrail Vampir. Öldürülüp vampire dönüştürüldüğü eski okuluna yeniden dönüyor. Bu sefer Sara için. Javi’nin kendi yerine geçmesini hazmedemiyor ve onu takibe alıyor. Sonra da yalanını ortaya döküyor. Sonunda kahramanımız, daha fazla dayanamayıp yakayı ele veriyor.

Haliyle Sara için oldukça kırıcı bir durum. Fakat gerçek vampirin de amacı iyilik değil. Kendisi vampir olma avantajını kullanarak kadınları ağına düşürüyor ve onları vampire dönüştürme vaadiyle kandırıyor. Sara’ya da bu niyetle yaklaşınca işin rengi giderek değişmeye başlıyor. Sara’nın ölen annesi nedeniyle ölümsüz olmak istediğini o anda anlıyoruz. Kadın kahramanımızın vampir bulma sevdası da bu yüzden.

Kendini İzlettiriyor

HollyBlood

Javi, babası ve arkadaşları bu duruma dayanamayıp müdahale etmeye karar veriyorlar. Böylece tüm güçlerini toplayıp vampirle mücadele etmek için yola koyuluyorlar. Fakat asıl düşmanın kıvırcık lakaplı vampir olmadığını o anda anlıyoruz. Asıl tehlike başından beri okulda Rahibe olarak gördüğümüz karakter. Aslında çok az göründüğü sahnelerde replikleriyle kendini ele verse de pekte anlaşılamıyor. Fakat rahibenin kıvırcığı vampire dönüştürüp arkadaşlarını da öldürdüğünü öğreniyoruz.

Aslında kıvırcık da tekrar insan olmak niyetinde. Böylece rahibe hariç diğer karakterler, tekrardan güçlerini birleştirip onu yok etmeye çalışıyorlar. Sonuçta herkes muradına eriyor. Filmin sonlarına doğru Sara’nın yakın arkadaşı Carmen’i de ayakta görüyoruz. Carmen, aslında engelli olmadığını ufak bir kaza geçirdiğini söylüyor. Bu yalanın nedeni de Sara’nın ona bu nedenle ilgi göstermesi. Final olarak HollyBlood‘ın sonunu da tüm gençlik komedileri gibi tahmin edebilirsiniz. Herkes mutlu ve yerli yerinde.

Teknik Açıdan HollyBlood

HollyBlood hakkında biraz da teknik detaylara değinelim. Görüntü yönetmenliğini Javier Salmones’in yaptığı filmde sıcak tonlar kullanılarak gençlik filminin iç açan atmosferi yakalanmakta. Oyunculuk olarak ise baş karakterler Óscar Casas ve Isa Montalbán’ın standart bir performans sunduğunu söyleyebiliriz. Ama Qscar Casas, Javi rolüyle karaktere ayrı bir sempati kazandırıyor.

Isa Montalbán için ne yazık ki aynı şeyi söylemiyoruz. Sara rolüyle gördüğümüz oyuncu, stabil yüz hatlarıyla pekte etkili drama sergilemiyor. Baba rolünde gördüğümüz Jordi Sánchez, filmin tebessüm ettiren tek yüzü.

Hikâye açısından da beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var. Buna karşın filmi gülmek için değil de hoş vakit geçirmek için tercih edebilirsiniz. Yani hafta sonu eğlencesi için ideal bir seçim olabilir. Özetle filmi, bir vampir parodisi olarak ele alacak olursak kısmen başarılı diyebiliriz. Çünkü tuhaf bir şekilde kendini izlettiriyor. Ne diyelim! Her zaman olduğu gibi yine son söz sizlerin. İyi seyirler.

Kübra Aktürk

1994 yılında Ordu'da doğdum. Üniversiteye kadar olan eğitimimi, Ünye'de tamamladıktan sonra 2012 yılında Ankara Üniversitesi Sinema Radyo Televizyon bölümünü kazandım. Öğrenim hayatım boyunca çeşitli eğitimler ve etkinlikler yoluyla kendimi geliştirmeye çalıştım. Gönüllü olarak "Beni Affet" dizisinde sanat asistanı olarak yer aldım. 2017 senesinde bölümümü bitirdikten sonra Tarih bölümünü de okuyarak eğitim sürecimi tamamladım. Radyo sunuculuğu, içerik yazarlığı gibi birçok çalışmalarda bulundum. Şu anda da dizi-film projelerinde reji asistanlığı yapmakta ve sinema üzerine içerikler yazmaktayım

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir